Toplam sözcük sayısı: 901 - Ortalama okuma süresi: 4 dakika 

BIST 100 endeksi, bu haftayı yüzde 1.66’lık düşüşle 3.878 puandan kapattı.

$ 18.58 TL - € 18.53 TL - ₿ 20 bin 935 dolar - ETH 1.627 dolar

Hazırlayan: Nazlı Selin Özkan

Elon Musk’ın Twitter’ı satın alma süreci tamamlandı. 44 milyar dolara mal olan satın almanın ardından Musk, Twitter’ın CEO’su Parag Agrawal’ı, CFO Ned Segal’ı, şirketin hukuk ve politika yöneticisi Vijaya Gadde’yi ve genel danışman Sean Edgett’ı görevden aldı. Şirketin yeni CEO’su Musk oldu.

Satın almayı takiben gözler Twitter’in içerik yönetimi poliçelerine çevrildi. Musk, platformda ‘ifade özgürlüğü’ olması gerektiğini daha önce pek çok kez dile getirmişti. Bu açıklamalar, Musk’ın Twitter’ın yeni sahibi olması durumunda askıya alınan hesapları aktifleştireceği beklentisini yaratmıştı. Fakat Musk, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada içerik moderasyonu için çeşitli perspektiflerden oluşan bir danışmanlık konseyi oluşturacağını, platformdaki içerikler ve askıya alınan hesaplar hakkında büyük kararların bu konsey görüşmeden alınmayacağını belirtti.

Buna ilaveten Musk, reklamverenlere hitap ettiği bir tweet paylaştı. Musk, ‘medeniyetin geleceği için’ farklı görüşlerin barışçıl bir şekilde tartışılabileceği bir ‘dijital şehir meydanının’ varlığının önemli olduğunu, Twitter’ı para kazanmaktan ziyade ‘insanlığa yardım etmek için’ satın aldığını ifade etti. Twitter’ın dünyanın en saygıdeğer reklam platformu olmasını istediğini dillendirdi.

Buna rağmen reklam dünyası tereddütlü. The Wall Street Journal’a konuşan Group M’in global ortaklıklardan sorumlu yöneticisi Kieley Taylor, müşterilerinin bir kısmının eski ABD başkanı Trump’ın Twitter hesabının tekrar aktifleştirilmesi durumunda Twitter’daki reklamlarını durdurma talimatını verdiklerini belirtti. 

Otomotiv markaları ise Twitter’a verecekleri müşteri verilerinin Tesla menfaatine kullanılabileceğinden endişeli. Twitter’ın 2021 yılı gelirlerinin yüzde 89’unun reklamlardan geldiği göz önünde bulundurulursa, reklamverenlerin endişelerinin dindirilmesi gerekecek.

Levent Erden, Kapsül Business için yorumluyor:

“Musk’ın Twitter’ı alma süreci başından itibaren aslında kaygı verici. Neyi niye yaptığı ya da bunun sadece bir ticari operasyon olmadığı herkesin neredeyse ortak kanısı. Üstelik şirketi alır almaz bütün üst yönetimi işten çıkarması bu kaygıları daha da artırıyor. Twitter’ı satın alma sebebi olarak ifade özgürlüğünü ön plana çıkartırken, bunun yanına da kutuplaşmayı engelleyeceğini söylemesi aslına bakarsanız sağlam bir çelişki.

Asıl mesele, Trump’ın başkanlığı terk etmeme çabası içinde geçen olaylar ve sosyal medyanın, ilk önce Twitter’ın öncülüğünde Trump’ın hesaplarını kapatmasıyla oldu. Ondan sonra da Trump’ın ‘Truth Social’ adıyla kurduğu platformun pek de ilgi görmediği, kendi taraftarlarınca dahi çabuk kabul edilmediği için pek de işe yaramadığı görüldü. O zaman var olanlardan bir tanesinin ele geçirilmesi gerekiyordu. Dolayısıyla Musk’la Trump’a ne kadar yol açılır, bu görülecek. Üstelik de ABD’de seçim dönemine giriyoruz; ara seçimler ve ondan sonra da başkanlık seçimlerinin ilk turlarının başladığı, en azından rallilerin başladığı dönemde sosyal medyanın kullanılışı, kontrolü yepyeni bir anlayışa bağlı kalacak. Üstelik de gene, Musk’ın dediği gibi bir ‘içerik moderasyonu’ grubu oluşturacağı… Bunu neye göre oluşturacağı da belli değil ama, bunu neredeyse tüm kanunların, kuralların üstünde kendine ait bir ahlak merkezi gibi kuracak. 

Bunun nasıl kurulacağı, neye karışacağı veya ne kadar referans olacağı, bu referansların toplum tarafından kabul edilip edilmeyeceği de ayrı bir önem konusu olacak. Dolayısıyla, zaten kendisini çok eğlenceli bulan ama bir türlü eğlenceli olamayan, yani eline bir tane evyeyle aylardır beklenilen Twitter devralmasına gelmesi aslında bundan sonra kendisi için komik ama hepimiz için belki de kaygı verici bir dönemin başlangıcı oluyor. Musk’ın bireylerden çok hükümetlerle çalışacak olması, platformun önümüzdeki dönüşüm dönemindeki siyasi çalkantılarda acaba kimin için nasıl kullanılacağını ve nasıl olacağını göreceğiz.”

Saat&Saat’ten 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na Özel Film

Cumhuriyet Baktığımız Her Yerde!

Saat&Saat, “Baktığımız her yerdesin” diyerek 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı hazırladığı duygusal bir filmle kutluyor.

Dünyaca ünlü saat markalarının Türkiye’deki tek yetkili distribütörü Saat&Saat, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 99. yıldönümünü kutlamak için “Baktığımız her yerdesin” mottosuyla özel bir film hazırladı. Reklam filminde Türkiye’nin farklı yerlerinden Cumhuriyet adı verilmiş mekanlara ve Cumhuriyete verdiği değeri her gün yaşamak ve hatırlatmak isteyen insanlara yer veriliyor. Cumhuriyetin sadece aklımızda ve kalbimizde değil aslında “baktığımız her yerde” olduğu vurgulanıyor.

29 Ekim filmini buradan izleyebilirsiniz…