Merkez Bankası, Naci Ağbal başkanlığındaki ilk toplantısında politika faizini beklentilere paralel olarak 475 baz puan artışla yüzde 15'e yükseltti.

Piyasaların talebi doğrultusunda sadeleşmeye de gidildi. Artık tüm fonlama haftalık repo faiz oranı üzerinden yapılacak.

Kararın ardından dolar ve avronun TL karşısındaki, özellikle Berat Albayrak’ın bakanlıktan istifası sonrası başlayan değer kaybı Merkez Bankası’nın kararından sonra da devam etti. Dolar kuru, Türk Lirası karşısında yüzde 2 değer kaybederek 7,57’den işlem görüyor. Avro kuru da 9 liranın altında seyrediyor.

TÜSİAD tarafından yapılan açıklamada faiz artırım kararı ‘yeni dönemin başlangıcı’ olarak kabul edildi: “Kurumların bağımsızlıklarının ve liyakata dayalı yönetim anlayışının güçlendirilmesi gerekmektedir. Kısa vadede piyasa güvenini tam anlamıyla sağlamak için gerekli adımların istikrarlı bir şekilde atılacağına inanıyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıdan bir gün önce yaptığı açıklamada, “Yüksek faizin nelere mal olduğu ortada. Yüksek faizle yatırım yapabilir miyiz? İstihdam yaratabilir miyiz? Mümkün değil. Yüksek faize yatırımcımızı ezdirmememiz gerekiyor. Ülkemiz hazırlık devrini geride bırakıp şahlanış dönemine giriyor” demişti.

Yorum:

Prof.Dr. Yalçın Karatepe ve ekonomistler Mustafa Sönmez ile Mahfi Eğilmez, faiz kararını ‘hükümetin çaresizliği’ olarak değerlendirdi: “Yeterince ikna edici değil, tek yararı sadeleştirme.”

Erdal Sağlam’ın analizi: Merkez’in faiz kararı, cebimizi nasıl etkileyecek?

Barış Soydan’ın yorumu: “Merkez Bankası yeni Başkanı Ağbal, Albayrak dönemini reddi miras yaptı; Erdoğan'ın sabrı uzun sürmeyebilir.”

Ekonomist Timothy Ash’in açıklaması: “Yabancı portföylerin geri dönmesi ve dolarizasyonun çözülmesi gibi bir şans da ortaya çıktı.”

Döviz stratejisti Piotr Matys, ‘TL’ye olan talebin artacağını’ savunurken ekonomist Dr. Murat Kubilay da faiz artırımını ‘yeni ekonomi yönetimine bir şans’ olarak tanımladı.