2019 yılının son günlerinde İBB’nin protokolünden çekildiği ve projeye yönelik işlemlerin iptali için yargıya başvurduğu Kanal İstanbul, yeniden gündemde. ‘Kamu kaynaklarını kullanarak afiş bastırıldığı için’ hakkında inceleme başlatılan İBB Başkanı İmamoğlu, kendisi için ‘bölücülük’ imasında bulunduğunu söylediği müfettişe “Hadi oradan! Sen kimsin ya?” dedi. Kanal İstanbul’un ‘seçim projesi’ olduğunu söyleyen İmamoğlu’nun sözlerinin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, projede aksama olmadığını ve ÇED sürecinin ilerlediğini aktardı. Hukuki süreç nasıl işleyecek? İmamoğlu savunmasında, görüş belirtme yetkisini kullandığını, İstanbulluların projeye karşı çıktığını ve kamu planlaması içinde böyle bir proje olmadığını söyledi. İmamoğlu'nun ifadesinin ardından müfettişler konuyla ilgili bir rapor düzenleyecek. Eğer suç tespit edilirse İçişleri Bakanı Soylu'dan soruşturma izni istenecek. Soruşturmaya izin verilirse İBB, Danıştay'a itiraz hakkını kullanabilecek. Danıştay itirazı reddederse adli makamlarca soruşturma başlatılacak. Süreç nasıl gelişti? 2011’de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim vaadi olarak ‘çılgın proje’ sözleriyle duyurulan Kanal İstanbul, Mart 2019 yerel seçimleri sonrası yeniden gündeme geldi. Proje için hazırlanan ÇED raporu 2019’un son günlerinde askıya çıkarıldı. 
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yaklaşık 100 bin itiraz dilekçesinin verildiği ÇED raporuna 17 Ocak 2020 itibari ile olumlu karar verdiğini duyurdu. Kanal İstanbul için ilk ihale 26 Mart 2020’de yapıldı. Salgının ilk günlerinde yapılan ihale kamuoyunda tepki görürken, ihaleden iki gün sonra Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan'ın görevine son verildi. İBB'nin Kanal İstanbul Çalıştayı raporu… Kanal İstanbul, Montrö Sözleşmesi'ni ve boğaz güvenliğini nasıl etkileyecek? İBB’nin çalışması: ‘25 soruda Kanal İstanbul’ Yorum: Murat Yetkin’in yazısı: Erdoğan’ın acı reçetesine Kanal İstanbul’un iptali dahil mi? Çiğdem Toker’in yazısı: ‘Kanal İstanbul ‘devlet projesi’ mi?
|