Türkiye, son zamanlarda arka arkaya önemli değişiklikler yaşıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı çekilme kararı, Merkez Bankası’nda başkan değişikliği, HDP’nin kapatılmasına yönelik dava gibi ‘radikal hamleler’, erken seçim ihtimalini sorgulatıyor. Türkiye’nin önde gelen kamuoyu araştırmacıları da bu soruya yanıt veriyor: ‘Türkiye’nin önünde yeni bir erken seçim mi var?’ 

Konsensüs Araştırma Şirketi Başkanı Murat Sarı’ya göre erken seçim kaçınılmaz. Sarı, “İktidarın bu koşulları taşıması çok zor. Bakan, bürokrat değiştirerek olacak iş değil, Erdoğan'ın güven tazelemesi gerekiyor” diyor.

Avrasya Araştırma’dan Kemal Özkiraz ise “Erdoğan'ın bir erken seçime cesaret edebileceğini tahmin etmiyorum” diyor ve MB başkanının görevden alınmasının toplumda büyük bir kırılma yaratacağını düşünüyor. Özkiraz’a göre toplum, bu durumdan tamamen Erdoğan’ı sorumlu tutacak.

Genar Araştırma Başkanı İhsan Aktaş, "Türkiye'de erken seçim ihtimali yok” diyor. Dünyada aklı başında hükümetlerin pandemi sürecinde erken seçim kararı vermeyeceğini ileri süren Aktaş, Türkiye’nin seçim için ekonomisinin toparlanmasını bekleyeceğini belirtiyor. Bu tarih Aktaş’a göre 2023’e denk geliyor. 

Aksoy Araştırma Başkanı Ertan Aksoy, seçimin 2023’e kalmasını beklemiyor. Sokakta erken seçim talebinin artmaya başladığını belirten Aksoy, “Şu an erken seçime karşı çıkan sadece yüzde 30'luk bir kitle var. Bu önceden daha yüksekti” diyor. 

MAK Araştırma Başkanı Mehmet Ali Kulat’ın tespiti ise, “Ekonominin bu kadar kırılgan olduğu bir dönemde erken seçim istemek Erdoğan, AK Parti ve MHP için siyasi intihar olur” şeklinde. 

Kulat, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının muhafazakar tabanda ‘çok cüzi bir oy katkısı’ sağlayacağını ileri sürüyor: “Erdoğan, İstanbul Sözleşmesi'yle tabanına mesaj verdi ama aynı gün MB başkanını değiştirdi. Toplumun yüzde 75-80'inin birinci derdi ekonomi. İnsanlar siyaseti ekonomi üzerinden okurlar. Toplumda şu an bir öfke var.”