Türkmenistan uyruklu göçmen ​​Kuvandyk Jorayev, Ataşehir’deki halde sigortasız olarak çalışıyordu.  

Geçen hafta sosyal medyada gündem olan bir videoda, sonradan Jorayev olduğu anlaşılan bir kişi, kasa kasa kabağı çöp kamyonuna döküyordu.

Görüntünün ne zaman çekildiği, kabakların neden çöpe döküldüğü ise belirsizdi. 

Video ile ilgili haberler yapıldı, binlerce yorum yazıldı.

AKP içerisinde ‘Pelikancılar’ olarak bilinen gruba ait Yekvücut adlı Twitter hesabı, video ile ilgili şu yorumu yaptı: “Halk düşmanları. İstanbul'da fiyatları yükseltilmek istenen kasalarca kabak belediyeye ait resmi plakalı çöp kamyonlarına boşaltıldı.”

Sabah gazetesi de videoyu, “Yürek sızlatan görüntüler!” diyerek haberleştirdi.

Bakanlık harekete geçti

İktidara yakın sosyal medya kullanıcılarından “İktidarı mutfaktan yıkmak için bütün bunlar. Ticaret Bakanı ve bürokratlar uyuyor mu?” diyen de vardı, ‘hale PKK’nin hakim olduğunu iddia edip’ soruşturma başlatılmasını isteyen de.

Görüntülerin bir ay öncesine ait olduğu ve Ataşehir Hali’nde çekildiği anlaşıldı. Tepkiler üzerine Ticaret Bakanı Mehmet Muş açıklama yaptı ve ‘fırsatçılara’ en ağır cezanın verileceğini söyledi. 

İstanbul Emniyeti soruşturma başlattı, Jorayev ters kelepçe ile gözaltına alındı.

Türkmenistanlı göçmen, polisteki ifadesinde kabakların çöpe atıldığı işyeri ile bir ilişkisinin olmadığını, kabakların satılmadığı için çürüdüğünü ve bu yüzden çöpe atıldığını, kendisinden çöpe atma işlemi sırasında yardım istendiğini söyledi.

Sabah gazetesi Jorayev’in gözaltı haberi için ‘Cezasını buldu’, savunması içinse ‘Pes dedirten savunma’ başlıklarını attı.

Kabak göçmenin başına patladı

Gözaltı işleminin ardından Jorayev’in Pendik'te bulunan İl Göç İdaresi Müdürlüğü Geri Gönderme Merkezi'ne gönderildiği, buradan da sınır dışı edileceği öğrenildi.

Oysa başlatılan soruşturmayı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hal Müdürlüğü yetkilileri, Ticaret Bakanlığı İl Ticaret Müdürlüğü görevlileri ile Cumhuriyet Savcılığı tarafından görevlendirilen polis memurları birlikte yürütmüştü. 

Soruşturmayla ilgili yapılan açıklamadaysa şöyle dendi: “Tespitlerde satışa arz edilen ancak satılamayan ve bekleme sonucunda bozulmuş olan ürünlerin belediye çöp aracına dökümünün yapıldığı anlaşıldı.” 

Karar gazetesinden Yıldıray Oğur, videonun ardından yaşananlarla ilgili şu yorumu yaptı: 

“Ama videoyu dolaşıma sokanlar, medyayı, bakanlığı, polisi göreve çağıranlar bir an bile ‘acaba kabaklar bozuk olabilir mi’ diye düşünmemişti. Çünkü tek ilgilendikleri; artık herkes için dayanılmaz hale gelen hayat pahalığının, gıda enflasyonun sorumluluğunu toz kondurmak istemedikleri iktidarın üzerinden alıp bilinmeyen şer odaklarına atmaktı.”

Dahası:

İbrahim Kahveci’nin yazısı: “Tarlada artmayan fiyatlar raflarda el yakıyor. Ne çiftçi kazanıyor ne de tüketici bu ucuzluktan faydalanabiliyor. Demek ki tarımda tarlada daha çok ürün üretmek çözüm değil. Hatta çiftçiye daha fazla ürettirmek çiftçiyi daha büyük zarara sokmak demektir.”

Pazar tezgahlarında mevsim meyvelerinin fiyatı 10 liranın altına düşmüyor. 250 grama vişne aldığını söyleyen yurttaşlar pahalılıktan şikayetçi.