Hazırlayan: Aslı Uluşahin

42. İstanbul Film Festivali başladı. Berlinale’nin ödüllü filmlerini kente getiren, Türkiye’den yeni yapımların gösterileceği ve Nobel ödüllü yazar Annie Ernaux’yu ağırlayacak festival, zor günlerde başka hayatlara bakmak için bir pencere. Programın detaylarını festival direktörü Kerem Ayan anlattı.

Opera binasında açılış

Fotoğraflar: İKSV

İstanbul Film Festivali’nin açılış töreni, dün ilk kez Kadıköy’de, Süreyya Operası’nda düzenlendi. Açılış seremonisinin opera binasında yapılması, kentte özgün sinema salonlarının azlığının göstergesi. Aynı zamanda buluşmanın, Beyoğlu’ndan elini eteğini çekmese de, Anadolu yakasına kaydığının işareti. Nevra Serezli ve Kayhan Yıldızoğlu’nun onurlandırıldığı gece, yıldız sanatçıların katılımıyla ışıltılıydı ama Kerem Ayan’a göre “Sinemaya odaklı etkinlikler dışında bu yıl sakin bir festival olacak”. Çünkü depremlerin yarattığı yıkım hâlâ yerli yerinde. Festival bütçesinin bir bölümü de felaket bölgesindeki projelere aktarıldı.

Ödüllü belgeseller

Katalogda 134 film var ve söze belgesellerden başlamak uygun görünüyor. Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı alan ‘Küçük Evren’ ile Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan’ı kazanan ‘Hayatın Tüm Acıları ve Güzellikleri’ programda. Nicolas Philibert’in ‘Küçük Evren’i, Paris’teki bir bakımevinin öyküsü. Oscarlı Laura Poitras imzalı diğeri; fotoğraf sanatçısı Nan Golbin’in epik ve duygusal portresi. Kerem Ayan’ın özellikle tavsiye ettiğiyse; uluslararası yarışmada yer alan ‘Atlantic Bar’. Soylulaştırmaya direnen bar sahibi ve müdavimlerinin dayanışmasını yansıtan film, Ayan için “Sanatsal çekilmiş, çok güzel bir belgesel.”

“Bir önceki filmini çok sevdiğimiz Maite Alberdi’den ‘Sonsuz Hatıra’ ve görsel evrimi şahane bir mizahla buluşturan ‘Ve Kral Dedi Ki…’ programda öne çıkan ve konunun işlenişiyle sevdiğimiz belgesellerden.”

Ulusal Belgesel Yarışması’nda da sekiz yapım yer alıyor.

Öne çıkan yapımlar

Kurmacanın güncel örneklerini festivalde yakalamak mümkün. Danimarka’dan bir aşk öyküsü ‘Kopenhag Diye Bir Yer Yok’, Kerem Ayan’ın favorilerinden. Fas yapımı bilimkurgu ‘Animalia’yla birlikte, iki filmi daha anmalı: Bunlar, Berliane’den FIPRESCI ödüllü, 96 dakika diyalogsuz ilerleyen ‘İnsanlık Ölmedi’ ve Hong Sang-soo’nun uzun diyaloglu flu yapımı ‘Suyun İçinde.’ Koreli Hong Sang-soo, çok net görüntülerden sıkıldığından filmini flu çekmeyi tercih etmiş. Açılış filmi olan baba-kız hikâyesi ‘Hırçın’, Sundance yönetmen ödüllü ‘Yavaş’, İran’a bir bakış atan ‘Tahran’da Yedi Kış’ da sayılabilir. Irkçılık ve kadına şiddetin işlendiği yapımlar güncel dertlerin yansıması olarak seçkide.

Yerli filmler

Emin Alper’in jüri başkanlığındaki ulusal yarışmada, dördü ilk film, 11 uzun metraj bulunuyor. Kerem Ayan “Türkiye’den en geniş temsiliyet uzun yıllardır İstanbul Film Festivali’nde” diyor ve ulusal yarışmada dört kadın yönetmenin varlığından memnun olduklarını söylüyor. Filiz Kuka, Ayşe Polat, Çiğdem Sezgin ve Belmin Söylemez, Altın Lale’ye ulaşmaya çalışacak. Listenin popüler adıysa, Onur Saylak ve Hakan Günday’ın yeni işbirliği ‘Boğa Boğa’: Funda Eryiğit ve Kıvanç Tatlıtuğ, Assos’a yerleşen, yerli halkla gerilim yaşayan Beyza ve Yalın rolünde.

Festivalin biletleri 30 Mart’ta satışa çıktı ama birçok seansı yakalamak mümkün. Ayan, ekonomik darboğazda ilgiden memnun: “İzleyicilerimizin sadakati ve sevgisini yıllardır hissediyoruz, bizim itici gücümüz bu. Pandemi tenhalığını ve çekingenliğini sinemaseverlerin üzerinden attığını görmek bizi mutlu ediyor.”

Annie Ernaux geliyor

42. İstanbul Film Festivali’nin sürprizi sinemadan değil, edebiyat alanından. 2022 Nobel’inin sahibi Annie Ernaux, oğluyla yaptığı ‘Super-8 Yılları’ filmiyle kente konuk olacak:

“Filmi geçen yıl Cannes’da Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde görüp çok beğendik. Ernaux’nun yazarlığa adım atmadan önce çekilmiş 8mm hatıra filmlerini bir araya getiriyor ve aynı zamanda toplumsal bir sınıfın eğlence, yaşam tarzı ve özlemlerine tanıklık ediyor. Davet ettiğimizde severek kabul etti. İki gösterimde seyircilerin sorularını yanıtlayacak, bir imza günü düzenleyecek. Türkiye’de çok büyük bir hayran kitlesi var, dolayısıyla filmleri izleyiciyle buluşurken kendisinin de eşlik etmesi hem sinema hem edebiyatseverler açısından son derece tatmin edici.”

42. İstanbul Film Festivali, 18 Nisan’da sona erecek.