Sayı: 134 - Ortalama okuma süresi: 6 dakika (1.590 kelime)

Alp Ustaoğlu

Avustralya Açık ile başlayan tenis sezonu, mart ayında ‘5. Grand Slam’ sayılan Indian Wells ile ısındıktan sonra Roland Garros ve Wimbledon’la devam eder ve sıra yılın son Grand Slam turnuvası ABD Açık’a gelir. 

Tenis seyircisi genel anlamda tiyatro seyircisi gibidir. Tiyatro seyircisi oyundan oyuna, şehirden şehire farklılık gösterir. Oyuncular da bu seyirciye göre kendilerini ve oyunlarını organize ederler. Teniste de benzer bir durum var, Wimbledon’da daha disiplinli ve geleneksel bir seyirci varken, New York’ta çok daha rahat ve Amerikan kültürünü yansıtan bir topluluk bulunur. 

Fotoğraf: Sports Illustrated

Maç sırasında ayakta dolaşan, aralarında konuşan veya oyunculara laf atan bir kitle… Sonuçta maça tamamen eğlenmeye gelen bir seyirci karşısında oynamak kolay değildir. Her an yeni bir Hollywood yıldızı gelebilir ve tribünlerde kıyamet kopabilir. Bununla beraber tam servis atarken bir jet motoru sesiyle irkilebilirsiniz. Tenisçilerin de bunun bilincinde olarak kendilerini organize etmeleri hatta bu dış faktörlerle eğlenmesini bilmeleri gerekir. Adapte olduğunuz ölçüde ABD Açık’ta başarılı olma şansınız da artar. Ancak bunların hiçbiri iki haftalık tenis şölenini gölgelemez; aksine renklendirir.

Bu seneki turnuvayı ‘geri dönenler’, ‘yerini sağlamlaştıranlar’ ve ‘hayal kırıklığı yaratanlar’ üzerinden değerlendirmek gerekiyor. Geçen sene Roland Garros’ta Rafael Nadal’la oynanan maçta yaşadığı bilek sakatlığıyla tenis kariyeri bile tehlikeye giren Alexander Zverev, bu yıl New York’ta en büyük geri dönenlerden biri oldu. 4. turda Jannik Sinner ile girdiği 4 saat 41 dakikalık savaşı kazandıktan sonra basın toplantısında “Evet, galiba geri döndüm” dedi. İki ay önce Roland Garros’ta yarı final oynamasına rağmen bu cümleyi kurmamış olmasına dikkat çekmek gerekiyor. 

Tek kadınlarda Coco Gauff ise gerçekleşmeyen büyük beklentiler, ilk turda elenilen Wimbledon, geçen yıl kötü kaybedilen Roland Garros finali gibi pek çok olumsuz faktörün üstesinden gelerek ABD Açık’ta finale yükseldi ve o da maçtan sonra sonra benzer bir açıklama yaptı: “Evet, galiba kabus bitti”. Hatta Gauff, dün akşam şampiyon olarak kabusu da rüyaya çevirdi. 

Wozniacki, Muchova, Tsitsipas...

Wozniacki (Fotoğraflar: Depo Photos)

Caroline Wozniacki, New Yok’ta adeta bir mucizeye imza attı. Üç yıl önce tenisi bırakan, iki çocuğunu dünyaya getiren 33 yaşındaki oyuncu, tenise dönme kararı alarak oynadığı turnuvada dördüncü tura yükselerek inanılmaz bir başarı elde etti. İkinci turda dünya 11 numarası Petra Kvitova’yı eleyen ve dört maçta ortalama 7.5 saat kortta kalan Wozniacki’yi, ‘şampiyon’ Gauff üç setlik bir maçın ardından zorlukla yenebildi. Wimbledon’da Elina Svitolina’nın yaptığının bir benzerini New York’ta gerçekleştiren Wozniacki, turnuvanın bir başka büyük geri dönüşüne imza attı.

Karolina Muchova da yarı finalde elenmesine rağmen bu yılki Roland Garros finalinin bir rastlantı olmadığını gösterdi. Çek oyuncu artık özellikle toprak ve sert kortta her turnuvanın doğal şampiyon adayı olduğunu tescil etti. 

Ve tabii ki Carlos Alcaraz, kendisinin de dediği gibi “Artık farklı bir seviyede bir oyuncu“ ve Djokovic’ten bayrağı almak için doğru zamanı bekliyor. 

Hayal kırıklığı yaratanlara gelince… İlk turlarda turnuvaya veda eden Maria Sakkari, Caroline Garcia, 2021 finalisti Leylah Fernandez, Stefanos Tsitsipas, Felix Auger-Aliassime ve Iga Swiatek.

Qinwen Zheng yükseliyor

Çinli oyuncu Qinwen Zheng çok uzun zamandır takip ettiğim ve belki de potansiyeli en yüksek oyuncuların başında geliyor. Bu yılki Roland Garros’ta da canlı olarak seyrettiğim Zheng, kuvvetli fizik yapısı, güçlü servisleri, atak ve geliştirilmeye müsait oyunu ile çok büyük bir gelecek vadediyor.

Geçen aylarda ilk WTA şampiyonluğunu kazanan Zheng, kendisinden beklenen patlamayı ABD Açık’ta yaparak çeyrek finale yükseldi. Bunu yaparken de çoğu maçta gayet iyi bir tenis oynayan Zheng, turnuvanın finalisti Sabalenka’ya elendi. Ancak Sabalenka’nın tamamlanmış bir ürün, Zheng’in ise henüz yapım aşamasında olduğunu düşünürsek Zheng aslında kaybederken kazanmış oldu. Bir zamanlar Sabalenka’nın da sıkıntısı olan ‘maç içindeki iniş çıkışlarını’ ayarlayabilir ve oyunu oturtabilirse, Zheng yakın gelecekte Grand Slam şampiyonluklarının en büyük adaylarından biri.

ABD’li tenisçilerin dönüşü

Turnuvayı kazananlar arasında yıllardır ABD’li olmaması, ülkenin bir dönemdir girmiş olduğu krizi gösterir nitelikteydi. Erkeklerde turnuvayı son kazanan ABD’li oyuncu, 2003’te Andy Roddick olmuştu. Kadınlarda ise durumu uzun yıllar Serena Williams idare etti. Ancak bu turnuvada umut veren gelişmeler var. Erkeklerde çeyrek finalde üç, kadınlarda ise yarı finalde iki ABD’li oyuncu korta çıktı. Bunun dışında WTA ve ATP sıralamasında ilk 100’de toplam 24 ABD’li tenisçi bulunuyor. Amerikan tenisinin, kolej tenisi kökenli oyuncuların da katkısını alarak önemli bir ivme yakaladığını belirtmek gerekiyor. 

Gauff kupayı aldı 

Tek kadınlar finalinin ilk setinde, kortta yeni sürüm Sabalenka vardı ve Gauff’a çok fırsat vermedi. Ancak ikinci setin ortalarından itibaren Sabalenka eski sürüme geçiş yapmaya başlayınca işin rengi biraz belli olmaya başladı. Çok kolay topları bile ‘dağlara taşlara’ vurmaya başlayan Sabalenka önünde fırsatı görüp savunmanın dozunu arttıran ve seyirciyi de arkasına alan Gauff, kalan iki seti alarak ABD Açık’ın yeni şampiyonu oldu. 

19 yaşındaki Gauff’un zaferinin gerçek bir ‘taktik harikası’ olduğunu da ayrıca belirtmek gerekiyor. Bu maç bize aynı zamanda ‘antrenör faktörü’nün ne kadar önemli olduğunu da bir kez daha gösterdi.  

Tpkı jimnastikte Simone Biles’ın yaşadıkları gibi, 15 yaşından beri ABD kamuoyunun başarı baskısı altında ezilen Gauff, atletizmine ve savunmasına güvenerek bir ‘savun-bekle-gör’ taktiğiyle maçı kopardı.

Gauff ise ne düşündüğünü soran gazetecilere tek bir şey söyledi: “Hiçbir şey düşünmüyorum sadece çok ama çok mutluyum!“.  Aslında her şeyi ve yılların emeğini özetleyen, içinde fazlasıyla duygu barındıran çok güzel ve net bir yorum.  

Sabalenka artık eski problemlerinden arınmış, yenilenmiş ve tam bir Grand Slam şampiyonu profili olduğunu ABD Açık’ta ispatladı ve bu seviyedeki yerini sağlamlaştırmış oldu. Bu maçtan çıkaracağı derslerle ilgili açıklamaları da onun için ayrıca olumlu gelişmeler.

Belaruslu oyuncu aynı zamanda bu hafta kariyerinde ilk defa dünya 1 numarasına yükselecek.

Erkeklerde rengarenk final 

2021 finali

Tek erkekler finali bu akşam saat 22.30’da Daniil Medvedev ve Novak Djokovic arasında oynanacak. Tenis dünyasının renkli ismi Medvedev, aynı zamanda Djokovic’in ‘başının tatlı belası’. 2021 ABD Açık finalinde Djokovic’i devirerek rakibinin ‘Takvim Grand Slam’ hayalini suya düşüren şampiyon Medvedev, bugün ikinci Grand Slam kupası için sahaya çıkacak. 

Covid-19 kısıtlamaları nedeniyle o günden sonra ilk kez ABD’de korta çıkan Djokovic ise 24. Grand Slam zaferi motivasyonuyla final oynayacak. Şahsi fikrim, eğer Medvedev ve Alcaraz olmasaydı, Djokovic 25 Grand Slam şampiyonluğunu çoktan yakalamıştı. 

İkinci turda kaybettiği setin ardından medikal mola alan Daniil Medvedev, doktorun  “Semptomlarınız nedir?” sorusuna “Ne olacak seti kaybettim, biraz önce rakibime ne verdiysen aynısını istiyorum” yanıtı verecek kadar renkli bir kişiliğe sahip. Kortta her an duygularıyla var olan ve bu yüzden kimi zaman eleştirilen Djokovic’in renkli kişiliği ise herkesin malumu. 

Zverev’in dediği gibi; “Djokovic ve Alcaraz farklı bir seviyede, diğerleri ona yetişmeye çalışıyor” ancak bu noktada Medvedev’e haksızlık etmemek gerekiyor. Rus oyuncu farklı tarzıyla aslında bu iki oyuncunun tam ortasında tamamlayıcı bir rolde bulunuyor. 

Djokovic bu yıl ABD Açık’ta finale gelene kadar 2-0’dan döndüğü maç hariç, kalan maçlarda adeta antrenman yaptı. Özellikle yeni nesil oyuncularla Djokovic arasında gerçekten çok ciddi bir fark var. Maçlara baktığımızda, genç oyuncular ancak Djokovic’in ‘antrenman partneri’ olabilir gibi görünüyor. Ancak Medvedev böyle bir profil değil, Rus oyuncunun güçlü ve taktik oyun yapısı Djokovic’i fazlasıyla zorlayabilir. Bir başka deyişle; 2021 finalinin rövanşı olacak mücadeleden turnuvanın en keyifli maçı çıkabilir. 

Medvedev’in yarı finalden sonra söylediği gibi: “Hayatta asıl sınav 23 Grand Slam şampiyonluğu olan birisiyle final oynamak. Mesela şimdilik bende 1 tane var.”