Tunca Öğreten Siz ne düşünürsünüz bilmem, ama bana göre hüznü de neşeyi de en iyi anlatan müzik enstrümanı akordeondur. Hayır bu yargıya, enstrümanın en fazla çalındığı Balkan ve Kafkaslardan gelen atalarımdan miras genlerin etkisiyle varmıyorum. Toni Gatlif’in ‘Gadjo Dilo’ filminde, Adrian Simionescu’nun akordeon eşliğinde seslendirdiği ‘Tutti Frutti Te Kelas’ şarkısı, ‘hüznü de neşeyi de en iyi anlatan müzik enstrümanı’ savımın bir kanıtıdır. Öyle ki, akordeonla çalınan bu şarkıyı bir sahnede mezarda görürsünüz… Arkadaşı Milan’ı kaybeden Izidor, mezarın başında gözyaşlarıyla dans eder. Bir başka sahnede ise Stephane ve Sabina’nın aşkını, mutluluğunu en iyi anlatan şey yine akordeon eşliğindeki ‘Tutti Frutti Te Kelas’tır. Akordeon sesiyle ağlayabilir, kahkaha atabilir, sevişebilir ya da aşk acısı çekebilirsiniz. Bu yüzden arabeske de iyi gider akordeon, Azeri türküsüne de… İnanmayan, hayattayken kıymetini bilemediğimiz akordeon virtüözü Ciguli’nin (Angel Yordanov Kapsov) ‘Anam’ ve ‘Sen Gelmez Oldun’ performanslarını dinleyebilir. Gelelim akordeonun 200 yıllık tarihçesine... Siz arkada, dünyanın çeşitli yerlerinden akordeon eşliğinde seslendirilmiş şarkıların yer aldığı şu çalma listesini dinlerken, ben de akademisyen Rauf Karimov’un kapsamlı araştırmasından bazı bilgiler vereyim. Müzik tarihinde ağız armonikası ve akordeonun adı, org ve piyano akortçusu Alman Friedrich Buschmann ile anılır. Buschmann, 1822’de henüz 17 yaşındayken akortçunun işini kolaylıştıracak bir müzik aleti icat eder. O günlerde bir oyuncağa benzeyen, gelişmiş akordeonun ilkel atasının adı, handaoline’dir. 
Akordeonu bugünkü haline getiren kişiyse Viyanalı org ustası Cyrill Demian olur. Handaoline’i geliştirir ve 1839’da patent başvurusu yaparak enstrümana akordeon adını verir. Demian’ın pantentini almak istediği başlıca özellik, çalgıda tek tuşla tam bir akor seslendirebilmesi olmuştur. 
‘Tek kişilik orkestra’ olarak da tanımlanan akordeon, yalnızca Kafkas ve Balkan coğrafyalarının milli çalgısı değildir. Çalma listesinde biraz ilerlediyseniz, dünyanın pek çok bölgesindeki müzik kültüründe kendine yer bulduğunu anlamışsınızdır. Fransa Örneğin Fransa… ‘Amelie’ filminin müziklerine imza atan Yann Tiersen bir yana, Fransa, akordeonu sahiplenecek kadar seven ülkelerin başında gelir. Paris ve Eyfel Kulesi’nin tanıtımlarında akordeonun kullanılmadığı video görmek neredeyse imkansızdır. İtalya Fransa’nın komşusu İtalya da akordeonun tango müziğindeki temsilcisi bandoneon’u sıkça kullanır. Astor Piazzola, bu isimlerin başında gelir. Rusya Rusya’da ise halk müziklerinde, klavyesi fazla tuşlu akordeon diyebileceğimiz garmon ve kromatik butonlara sahip bayan (boyan) kullanılır. Garmon sadece Rusya’da değil; Azerbaycan, Gürcistan ve Kafkasya’da da bilinir. Rus akordeonundaki lezzeti anlamanın en iyi yoluysa, Ajda Pekkan’ın seslendirdiği ‘Günah Gibi’den anımsayacağınız, Rus halk şarkısı Oçi Çorniye’yi dinlemekten geçiyor. Kafkasya Müzik otoriteleri, akordeonun özellikle Kafkas tarihi içinde gelişmiş ve olgunlaşmış bir enstrüman olduğunu söyler. Kafkas halklarının tamamının eğlencelerinde, düğünlerinde, hikayelerinde akordeon görülür. Öyle ki, akordeon bazen hikayenin bir kahramanı olarak bile karşımıza çıkabilir. Bu hikayelerden en bilineni Ghira Qafa ve ezgisidir. Hikayenin pek çok versiyonu olsa da, gerçek olan ezgiye de yansıyan hüznüdür. Balkanlar - Türkiye Kafkasya’da olduğu gibi Balkan müziğinin merkezinde de akordeon vardır. Arnavutluktan Sırbistan’a, Bosna Hersek’ten Bulgaristan’a halkların ortak enstrümanı olmuştur. Goran Bregovic ve Shantel gibi isimlerle son yıllarda popülerliği artan Balkan müziğinin Türkiye’deki en önemli temsilcisi ise şüphesiz Muammer Ketencoğlu’dur. Türkiye ve akordeon demişken, Çiçek Pasajı’nın Madam Anahit’ini de unutmamak gerekir. Dahası İstiklal Caddesi’nin Rumen akordeoncusu Florin… Ciguli Ahmet’in hayat hikayesini anlattığı belgesel… Dereiçi Mızıkacıları’ndan ‘Bugün Ayın Üçüdür’ (Kars kayıtları) Ödüllü akordeon virtüözü hemşire, salgının stresini sanatla aşıyor...
|