Emrah Temizkan

Tenis dünyası, 'oyunun kimyasını değiştiren' 41 yaşındaki İsviçreli Roger Federer’i son kez kortlarda görmeye hazırlanıyor.

Kapsül Pazar bu hafta, bir spor efsanesine veda ediyor…

Beyaz mendil

Çim kortun 'tenise estetik katan' efsanesi, Grand Slam kariyerine Wimbledon 2021'de, çeyrek finalde veda etmişti.

Son Grand Slam finalini de 2019'da aynı turnuvada oynayan Federer, Novak Djokovic’e 3-2 kaybetmişti. Bu ‘epik’ oyun, ​​4 saat 57 dakikalık süresiyle en uzun Wimbledon finali olarak tarihe geçmişti. ‘Ekselansları’, kaldırdığı sekiz kupayla Wimbledon’ın rekorunu elinde bulunduruyor. 

Tüm bu hikâye, vedanın Wimbledon 2023’te olacağına dair beklenti yaratmış olsa da Federer, ‘hayal edilenin’ aksine 23-25 Eylül’de düzenlenecek Laver Cup’ın, son turnuvası olacağını açıkladı. Yine de kariyerine Londra’da veda edecek olan Federer, bu ‘All-Star’ turnuvasında Rafael Nadal, Novak Djokovic ve Andy Murray ile aynı takımda yer alacak.

Dizindeki sakatlığı kronikleşen Federer, bu yıl korta ilk kez çıkmış olacak. 

Federer’in, organizasyon dahilinde Cambridge Düşesi Kate Middleton’la bir yardım maçında karşılacaşağı biliniyordu ancak bu duyuru Kraliçe II. Elizabeth’in ölümünden önce yapılmıştı. 

Fotoğraf: Depo Photos

Onlar ve diğerleri

Bireysel sporlar arasında en büyük ilgiye ve endüstriye sahip teniste, tıpkı diğer büyük spor dallarında olduğu gibi ‘GOAT’ (Greatest of All Time) tartışması mevcut. ‘Tüm zamanların en iyisi’ anlamına gelen bu unvan, teniste üç isme yakıştırıldı: Federer, Nadal ve Djokovic.

Federer’in Nadal’dan beş, Djokovic’ten ise altı yaş büyük olduğu düşünüldüğünde, İsviçreli raketin bu unvanı diğer isimlere göre daha uzun süredir taşıdığı söylenebilir. Kimi tenis otoritelerinin yorumu ise net: “Grand Slam sayıları ne olursa olsun bu unvan Federer’e ait.”

Tenisin ‘ayarlarıyla’ oynayan ve ‘Big3’ (Büyük 3’lü) olarak anılan bu isimlerin Grand Slam zafer sayılarında ise Nadal’ın üstünlüğü var. Nadal’ın 22 kupasının ardından 21 kupayla Djokovic sıralanıyor. Federer ise kariyerini 20 kupayla tamamlayacak.

Federer veda mesajında isim vermeden korttaki tüm rakiplerini onurlandırdı. Ancak bu satırların, en büyük iki rakibine ait olduğu düşünüldü: “Hiçbir zaman unutmayacağım epik maçlar oynayacak kadar şanslıydım. Adil savaştık, tutkuyla ve yoğunlukla. Birbirimizi ileriye doğru ittik ve beraber tenisi yeni seviyelere çıkardık.”

Büyük rakiplerle oynadı ancak rekabetsiz hegemonyayı tercih eder miydi? 

“Elbette” diyor Federer: “Sonsuza kadar domine etmeyi isterdim. Rafael ve diğerleri gelmeye başladığında, onlara alışmam biraz zaman almıştı. Bir noktada şapkanızı çıkarıp takdir etmeniz gerekiyor. (Nadal için) Sen çok iyisin. Bunun farkına vardıktan sonra işin keyfini çıkarmaya başladım.”

Federer, ‘Big3’ arasında oynanan maçlardaki galibiyet sayılarında ise rakiplerinden geride kaldı. 

Djokovic’le ilişkisi ‘mesafeli’ olan Federer, Nadal’a olan sevgisini sıklıkla dile getiriyor. 

‘Big3’ birbirlerini Instagram’da karşılıklı olarak takip ediyor ancak tek bir istisna var. Djokovic, Federer’in takip ettiği 77 hesap arasında yer almıyor. Kıstas mı bilinmez ama Instagram’ın yarattığı ‘yeni dünya’ için önemli bir veri olabilir. 

Fotoğraf: Depo Photos

Neden o?

Uzun yıllardır Eurosport'ta tenis anlatan Emre Yazıcıol, kendine sorduğu “Federer’i neden seviyorum?” sorusuna şöyle yanıt veriyor: “Tenisi seviyorsan Federer’i seviyorsundur. Aksi çok zor. Tüm büyük sporcuların, sporları ile arasında bir sevgi-nefret ilişkisi görürüz. Zira biraz böyle olmak zorunda. Serena Williams, Michael Jordan gibi isimler sporlarına o ‘öldürme içgüdüsü’ ile bağlılar. Kazanmayı seviyorlar ve bu kadar büyük olmalarında, bu kazanma aşkının etkisi olduğunu görüyoruz. Schumacher de öyledir. Ama Federer çok daha sağlıklı bir beyin kimyasına sahip. Yaptığı işe âşık olmasının çok büyük bir etkisi var.”

Simon Kuper’e 2019’da konuşan Federer ise futbolun en büyük ‘GOAT’ adaylarından Messi’yle aralarında ‘paralellik’ olduğunu söylüyor. 

Futbol tutkusuyla bilinen Federer, Messi’yi neden sevdiğini tarif ediyor: “Onun hakkında en sevdiğim şey, topu aldığında veya kaleye doğru yöneldiğinde tüm sahayı görebilecek vizyona sahip oluşu. Sonrasında pas atması, topu sürmesi ya da şut çekmesi tamamen ona kalmış. Onun için her zaman üç farklı ihtimal var. O, buna sahip birkaç kişiden biri.”

İsviçreli raketin her maç öncesi kahve içtiğini, zaman zaman çikolata ve kurabiye yediğini öğrenen Kuper, not alıyor: “Dâhiler, faniler gibi fedakarlık etmek zorunda değildir.”

Dahası

Federer’in unutulmaz puanları ve 40 eşsiz oyunu…

Avustralya Açık (2009) finalinde Nadal’ın Federer’i teselli ettiği anlar…

Emre Yazıcıol’un Laver Cup’ı anlattığı yazı: ‘Bir Takım Sporu Olarak Tenis’