Hazırlayan: Cevat Kriket

Mayıs-haziran ayları pek çok spor dalında aynı zamanda ‘final’ anlamına gelir. Yorucu sezonun hasadı bu tarihlerde alınır, yeni sezonun tohumları da aynı günlerde ekilmeye başlar. Dillerde ya şampiyonluk şarkıları vardır ya istifa çağrıları ya da -biraz daha medeni bir spor kültürümüz varsa- teselliler ve yeni sezon öncesi şans dilekleri…

Kadınlar EuroLeague’de Fenerbahçe’nin, Serie A’da Napoli’nin, La Liga’da Barcelona’nın, Hollanda’da Feyenoord’un, İskoçya’da Celtic’in şampiyonluklarını şimdiye kadar kutlamışsınızdır diye düşünüyorum. Biz daha yakın tarihli olanlara ve eli kulağında bekleyenlere bakalım.

Koleksiyoner VakıfBank

Takımın İtalyan yıldızı Egonu (Fotoğraf: Depo Photos)

Kadınlar voleybolun kulüpler bazında en üst seviyesi CEV Şampiyonlar Ligi’nde 2010’dan bu yana 10 kez son dörde en az iki takım sokan Türkiye, ilk kez bu yıl iki finalist çıkarmayı başardı. Torino’daki dörtlü finale VakıfBank, Eczacıbaşı Dynavit ve Fenerbahçe Opet’le, üç temsilci gönderen Türkiye adına kazanan son şampiyon VakıfBank oldu. Başantrenör Giovanni Guidetti’nin öğrencileri böylece son altı turnuvadaki dördüncü, toplamda altıncı şampiyonluğunu kazandı. Bu, aynı zamanda VakıfBank’ın 36 yıllık tarihinde toplamda kazandığı 38. kupaydı. Bu kupaların 12’si Avrupa’da elde edildi.

Kaunas’ta muhteşem son

İspanyol basketbolunun önceki neslin yerini tam anlamıyla doldurduğu söylenemez ama bir gerçek var ki, eski kuşak artık yaşlansa da hâlâ nasıl kazanılacağını çok iyi biliyor. EuroLeague’in Kaunas’taki dörtlü finalinde Real Madrid, Olympiakos’la unutulmayacak bir sona imza attı ve başrolde 36’lık Sergio Rodriguez’le, 12 dakika oynayıp sadece maçı kazandıran şutu atması istenen Sergio Llull vardı. İspanyol devi geriden gelip 79-78 kazanırken toplamda 11. EuroLeague şampiyonluğuna imza attı. Hatırlatalım, Kupa 1’de futbolda olduğu gibi basketbolda da rekor onların.

Avrupa futbolu: ‘Sülale devri’ tam gaz!

Avrupa futbolunda haksız rekabetin baş adresi Manchester City, rakibi Arsenal’ın son 45 günde kaybettiği 15 puanla, son altı yıldaki beşinci şampiyonluğunu ilan etti. 5 Şubat’tan beri yenilmeyen, 18 Şubat’tan beri puan kaybetmeyen City, Premier Lig’de kurduğu hâkimiyeti Şampiyonlar Ligi’ne de taşımaya hazırlanıyor. Pep Guardiola’nın öğrencileri, finali 10 Haziran’da İstanbul’da Inter Milan’la oynayacak.

City gibi ‘sülale rejimi’nin ayrıcalıklarını yaşayan bir başka kulüp PSG de kendi standartlarında kötü geçen bir sezonu şampiyon tamamlamak üzere. Başkent ekibi, kalan iki maçında bir puan alırsa son 11 sezondaki dokuzuncu şampiyonluğunu elde edecek.

Almanya’da ise bunlardan çok daha farklı bir hikâye var. Sadece Almanya’nın en zengin, imkânları en geniş, en başarılı takımı olmakla kalmayan; aynı zamanda çok iyi yönetilmekle de övünen Bayern Münih, ‘kötü yönetilmenin’ nelere yol açabileceğini gösteren bir şekilde 2012’den bu yana ilk kez şampiyon olamama tehlikesiyle karşı karşıya.

Lewandowski sonrası sezona 9 numarası olmadan giren, büyük yatırım yaptığı Julian Nagelsmann’ı mart ayında kovan Bayern, hem Şampiyonlar Ligi’nden elendi hem de ligde ipleri Borussia Dortmund’a kaptırdı. Dortmund, ligin son haftasında evinde Mainz’ı yenerse sezonu şampiyon tamamlayacak ve bir anlamda Alman futboluna nefes aldıracak!

Şampiyonun son haftada belirleneceği bir başka önemli futbol ülkesi Portekiz. 34. haftaya Porto’nun iki puan önünde giren Benfica, evinde lig sonuncusu Santa Clara’yla berabere dahi kalsa şampiyon olacak.

Cimbom’un gözü Ankara’da

Fotoğraf: Depo Photos

Süper Lig’de de Galatasaray, 23. şampiyonluğunu 30 Mayıs’ta Ankaragücü deplasmanında ilan edebilir. En yakın rakibi Fenerbahçe’nin beş puan önünde bulunan Sarı-Kırmızılılar, Karagümrük ve Beşiktaş karşısında yaşadığı puan kayıplarının ardından bırakın gol yemeyi pozisyon dahi vermedi. Cimbom, Ankaragücü’nü yenmesi durumunda şampiyonluğunu ilan edecek, yenemezse Fenerbahçe-Antalyaspor maçından gelecek sonucu bekleyecek.

Elbette futbolseverler için iyi haber, şampiyonun bir sonraki hafta oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe maçında belirlenmesi olur. Ancak Galatasaray’ın sezon genelindeki performansına bakıldığında bu, iyimser bir beklenti gibi duruyor.