Sayı: 180 - Ortalama okuma süresi: 7 dakika (1.926 kelime)

Sarı Melekler şampiyon: Mutluluk merkezi

Hazırlayan: Cem Pekdoğru

2023-24 Sultanlar Ligi’nin finalinde, herkesin beklediği o eşleşme tekrar sahne buldu: Fenerbahçe Opet ve Eczacıbaşı Dynavit arasındaki beş maçlık final serisi, daha ziyade Avrupa platformundaki hayal kırıklığıyla hatırlanacak kadınlar voleybol sezonunun sonuna ‘hoş bir sada’ bıraktı. 2019’dan beri ilk kez beşinci maça giden final eşleşmesinin sonunda kazanan –Kupa Voley finalindeki gibi– Fenerbahçe Opet, 1984-85 sezonunda başlayan deplasmanlı lig tarihinde yedinci şampiyonluğunu ilan etti. (40 yıllık lig tarihinde Eczacıbaşı’nın 16, VakıfBank’ın 13, Emlak Bankası’nın üç şampiyonluğu bulunuyor.)

Fotoğraf: fenerbahce.org

Kadınlar voleybolunun zirvesindeki yarışta, müessese kulüplerinin arasına girip şampiyonluk kazanmayı başarabilen tek kulüp olarak göze çarpan Fenerbahçe’nin bu yedi şampiyonluğunun tamamında yer alan bir isim var: Geçen ay kulübü tarafından bir heykelle ölümsüzleştirilen Kaptan Eda Erdem, henüz 21 yaşındayken Fenerbahçe’nin kadın voleybolunda modern dönemdeki ilk Türkiye şampiyonluğuna (2008-09) da katkı vermişti.

2024 yazına girilirken ne mutlu ki, Türkiye spor kamuoyunun birincil odağını kadın voleybolu ele geçirecek. Gitgide zehirli bir hâl alan futbol ikliminin ve kulüpler arasındaki ‘demeç savaşlarının’ gündemdeki yerinin soluklaşacağı, ülke sporunun ‘mutluluk merkezi’ Kadın Voleybol Millî Takımının maç saatlerinin takvimlere işaretlenmeye başlayacağı o günlere hepimizin çok ihtiyacı var. Önümüzdeki ay başlayacak Milletler Ligi’nde (VNL) unvanını korumayı hedefleyen Filenin Sultanları, Paris’teki Olimpiyat oyunlarında da Türkiye kafilesinin en güçlü madalya adaylarından biri olacak. Reklam filmlerinde ve afişlerde en çok onları görecek, onlar için bestelenen şarkılara eşlik edeceğiz. Bunun da yükselişte olan ‘mutluluk ekonomisi’ kavramıyla bir ilişkisi olsa gerek.

Voleybol dolu bir yazı beklemeye koyulurken Sultanlar Ligi final serisinden kalanları da bir yuvarlak masada tartışmak istedik ve sezon boyunca kadın voleyboluyla ilgili içerikler üreten üç değerli konuğumuza üç ortak soru yönelttik.

Fotoğraf: fenerbahce.org

1- Sultanlar Ligi’nde beş maça giden final serisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Fenerbahçe Opet’in şampiyonluğundaki belirleyici faktörler sizce nelerdi?

Aytuğ Şaşmaz: Bence bu sezon, Sultanlar Ligi’nin en iyi ve en çekişmeli sezonlarından biri değildi. Takımlarımızın özellikle defans konusunda gösterdiği tutukluk, orta sıralardaki takımların sezon başındaki heveslerini sezon sonuna taşıyamamaları, Türk Hava Yolları’nın sezon başında ve VakıfBank’ın sezon sonunda yaşadığı formsuzluk, bu sene ligin kalitesini olumsuz etkileyen faktörler arasındaydı. Sultanlar Ligi hâlâ dünyanın en iyi iki liginden biri ve yine dünya starlarıyla dolu takımlarımızla güzel bir sezon izledik fakat beklentimiz doğal olarak bundan daha fazlasıydı.

Açıkçası final serisi de bu tablonun çok dışına çıkamadı. Seri beş maça uzasa da iki takımın da aynı anda çok iyi olduğu, uzun rallilerle dolu bir maç izleyemedik. Üçüncü ve beşinci maçlarda Fenerbahçe Opet, dördüncü maçta da Eczacıbaşı Dynavit çok iyi oynadılar. Fenerbahçe’nin köşe üçlüsü o kadar güçlü ki, eğer üçü aynı anda oynarsa ve göze çarpan bir formsuzlukları yoksa durdurulmaları çok zor. Final etabına gelindiğinde Melissa Vargas ve Ana Cristina de Souza’nın sakatlıklarının sonuna gelmiş ve belli ölçüde form yakalamış olmaları, buna karşın Eczacıbaşı köşelerinin istikrarsızlığı, bir de Eda Erdem’in özellikle üçüncü ve beşinci maçlardaki oyunu Fenerbahçe şampiyonluğuna zemin hazırladı. Fenerbahçe Opet, gerçekten de gelmiş geçmiş en iyi hücum takımlarından biri olabilir. Eğer Ana Cristina de Souza ve/veya Arina Fedorovtseva servislerle oyundan düşürülemezse, bu Fenerbahçe takımını yenmek çok zor. Eczacıbaşı Dynavit bu taktiği yalnızca dördüncü maçta başarıyla uygulayabildi. Burada Eczacıbaşı teknik kadrosunun da bir başarısızlığını gördüğümüz kanaatindeyim.

Hilal Apaydın: Final serisinde Eczacıbaşı Dynavit ve Fenerbahçe Opet’in sahaya koydukları oyun karakterleri, voleybolseverler için seyir zevkini oldukça yükseltti. Fenerbahçe Opet’te ‘golden trio’ dediğimiz Fedorovtseva-Ana Cristina-Vargas üçlüsüne ek olarak, orta oyuncuları Aslı Kalaç ve Eda Erdem’in blok performansları seride rüzgârı arkalarına almalarına büyük katkı sağladı.

Eczacıbaşı Dynavit’in seride yaşadığı pozitif kırılmalar ise serviste etkili oldukları dönemlerde gerçekleşirken, pozisyon ve rotasyonda Fenerbahçe’ye oranla elleri daha rahat olmasına rağmen beş maçlık final serisini üç maç vererek kaybettiler.

Nihan Cabbaroğlu: Beş maça giden, her maç farklı oyuncuların ön plana çıktığı, çok heyecanlı bir seri izledik. Eczacıbaşı Dynavit ve Fenerbahçe Opet, tavanları çok yüksek iki takım. Yüzde yüzle oynadıklarında dünyanın en iyi kulüp takımları arasında ve birbirine denk güçteler. Hâl böyle olunca beş maçlık bu seri, bir psikolojik savaşa dönüştü ve bu mücadeleden Fenerbahçe galip ayrıldı.

Sezon boyu istikrarlı biçimde iyi bir oyun ortaya koymaları bir yana, şampiyonluğa olan inanç ve baskıyla mücadele konularında da bir adım öndeydi Fenerbahçe Opet. Eczacıbaşı Dynavit’te son 12 yılda kaçan beş şampiyonluğun psikolojik kalıntıları, son maçtaki 25 direkt hata ile kendini gösterdi. Buna karşılık Fenerbahçe risk almadı; ortalamasından daha az agresif hücumla soğukkanlı bir şekilde, iyi savunma yaparak şampiyonluğa ulaştı.

Fotoğraf: Mine Toz / Depo Photos

2- Final serisinin en değerli oyuncusu üst üste ikinci kez Fenerbahçe Opet’ten Melissa Vargas seçildi. Size göre final serisine damga vuran oyuncu kimdi?

Aytuğ Şaşmaz: Bence bu seride ‘En Değerli Oyuncu’ (MVP) ödülü Eda Erdem’e verilmeliydi. Kaptan Eda, çok yakın zamanda bir sakatlıktan çıkmış olmasına ve yaşına rağmen final serisini muhteşem oynadı. Vargas elbette gözümüzün bebeği ama uzun sakatlık döneminin de etkisiyle henüz tam formunda değil. Topa hücumda çok güçlü vurduğu için ‘monster blok’ yeme olasılığı her zaman var; bu seride de bunu biraz fazlaca gördük. Diğer yandan Eda’nın özellikle üçüncü maçtaki performansı ve beşinci maçta tek bir ön turunda yaptığı rekor niteliğindeki dört blok, ona MVP ödülünü getirmiş olmalıydı.

Hilal Apaydın: Melissa Vargas’a MVP unvanının yanı sıra ‘En Hızlı Servis Ödülü’ ve ‘Dünya Baltacıoğlu Uluslararası Başarı Ödülü’ de verildi. Vargas, Sultanlar Ligi play-off serisine Çin’de oynadığı takımı Tianjin’in ligi sonlandırmasıyla yetişebilmişti. Orada başlayan sakatlığının ardından dönüşü kademeli bir şekilde, sürece yayılarak oldu. Oyunu da buna paralel olarak, yavaş yavaş kendi standartlarına ulaşmaya başladı. Vargas tartışmasız olarak dünyanın en iyi pasör çaprazlarından biri fakat sezonun tamamında çok önemli katkı sağlayan, takımını sırtlayan büyük kaptan Eda Erdem veya çok iyi bir sezon geçiren, hücum ve manşette Fenerbahçe Opet adına önemli performanslar ortaya koyan genç smaçör Arina Fedorovtseva MVP ödülünü alsaydı, bence daha adaletli olurdu.

Nihan Cabbaroğlu: Kaptan Eda Erdem, bana göre finale damga vuran oyuncuydu. 19 sayılık üçüncü maç performansı bir yana, son maçta yaptığı yedi blok ile Fenerbahçe Opet için serinin tonunu Eda belirledi.

Fotoğraf: Depo Photos

3- 2023-24 kulüpler kadın voleybol sezonunda sizin için öne çıkan olay veya size göre ‘sezonun teması’ nedir?

Aytuğ Şaşmaz: Biraz karamsar olacak belki ama bu sezonun öne çıkan olayı, Şampiyonlar Ligi finaline hiçbir takımımızın çıkamaması oldu. Özellikle Fenerbahçe Opet’in yarı final serisi ilk maçındaki performansı ve ikinci maçtaki altın seti kaybetmesi çok üzücüydü. Tüm voleybol dünyasının beklentisi, Kupa 1 finalinin Imoco Volley Conegliano ile Fenerbahçe Opet arasında oynanması yönündeydi. Rusya Ligi’nin dâhil olmadığı bir yılda finali iki İtalyan takımına kaptırmamız, hiçbir takımımızın Avrupa kupalarında final görememiş olması ve gelecek yıl ABD’de bir profesyonel ligin kurulacak olması, Sultanlar Ligi’nin geleceği hakkında bazı soru işaretleri yaratıyor. Çok karamsar değilim; voleybola ilgi bu noktaya gelmişken ve başarılı bir federasyon yönetimi varken gerekli önlemlerin alınacağını düşünüyorum. Ama umarım herkes o önlemleri alma zamanının geldiğinin farkındadır.

Hilal Apaydın: Geride bıraktığımız sezonda, Avrupa’da yüzümüz çok gülmese de Eczacıbaşı Dynavit’in Dünya Kulüpler Şampiyonası şampiyonluğu ile gururlandık. Uzun yıllardır Turuncu-Beyazlı formayı terleten Tijana Boskovic, Hande Baladın, Simge Aköz ve Beyza Arıcı’nın kulüpler düzeyindeki en önemli turnuvalardan birinde şampiyonluğa ulaşmaları çok sevindiriciydi, bu kupa takıma can suyu oldu. VakıfBank’ın Türk Hava Yolları ile oynadığı üçüncülük serisini 2-0 kazanması sonucunda oluşan sıralama ve ligin devamındaki takımları düşündüğümde şunu söyleyebilirim ki, kadrosu ve kimyası oturan kazanıyor. Olimpiyat senesi olduğu için ligin üst sıralarındaki takımların oyuncuları, bireysel olarak bazı performans değişkenlikleri gösterdiler; bu da farklı oyun ve karakterler görmemize ortam hazırladı. Bu yüzden daha çok play-off etabını baz alarak, sezonun teması için ‘Olimpiyat’ diyebilirim.

Nihan Cabbaroğlu: Avrupa’da yaşanan hayal kırıklığı, 2023-24 sezonunun manşetiydi: Çeyrek finalde elenen VakıfBank, yarı finalde elenen Eczacıbaşı Dynavit ve altın set ile finali kaçıran Fenerbahçe Opet… Dört yılın ardından finalde bir temsilcimizin yer almaması, Türk voleybol camiasını üzdü. Voleybol başarılarında çıta öyle yükseldi ki şampiyonluk dışında bir başarı artık kimseyi tatmin etmiyor. Önümüzdeki yıl bu hedef için daha da motive takımlar göreceğimize eminim.

* Aytuğ Şaşmaz’ın The Rival uygulamasındaki yazılarını, Hilal Apaydın’ın kişisel YouTube kanalındaki Fileloji yayınlarını ve Nihan Cabbaroğlu’nun sunduğu Maçkolik kanalındaki Kurşun Pas programını Kapsül Spor takipçilerine tavsiye ederiz.

geri sayım: paris 2024

Fotoğraf: Aristidis Vafeiadakis / Depo Photos

2024 Paris Olimpiyatları’na 100 gün kala, Olimpiyat meşalesinin yolculuğu da resmen başladı. 26 Temmuz’da 32 farklı spor dalında 10 binden fazla sporcunun mücadelesine sahne olacak oyunlara start verilecek ve 11 Ağustos’taki kapanışın ardından Paralimpik Oyunlar beklenecek.

Geri sayım köşemizde ilk haftanın odağında, 1992’den bu yana olimpik takvimin en büyük merak unsurlarından biri olan ABD Erkek Basketbol Millî Takımı kadrosunun açıklanması var. USA Basketball yönetici direktörlüğünü Jerry Colangelo’dan devralan Grant Hill, Paris davetlisi 12 yıldıza müjdeli haberi bizzat iletirken, basketbol kamuoyu açıklanan kadroyu Barselona’da sahaya çıkan orijinal Rüya Takım’la kıyaslamaya başladı. Üç Olimpiyat altınıyla döneminin en başarılı millî takım oyuncusu olan Kevin Durant ve kadroya liderlik edecek LeBron James’in yanı sıra Stephen Curry, Anthony Davis, Jayson Tatum, Joel Embiid, Kawhi Leonard, Devin Booker, Bam Adebayo, Jrue Holiday ve yükselişteki yıldızlar Tyrese Haliburton ile Anthony Edwards, Steve Kerr’ün elinde basketbol tarihinin en yetenekli oyuncu havuzlarından birini bulunduracağını teyit ediyor. Ancak rakipler de 1992’ye göre epey ilerleme kaydettiler; bilhassa Kanada, Avustralya ve ev sahibi Fransa’nın birlikte oynamaya alışkın oyuncu grupları ABD millî takımına en az bir ‘kriz maçı’ hazırlamayı hedefleyecekler.

FIBA’nın yeni Dünya Kupası takvimlendirmesiyle beraber Olimpiyat-Dünya Kupası penceresi iki yıldan bir yıla çekilmiş, bu da ABD millî takımının artık tümüyle Olimpiyat senelerine odaklanacağı yönünde bir beklenti doğurmuştu. Bu paralelde, 2023 Dünya Kupası’na kendi standartlarında mütevazı sayılabilecek bir kadroyla gidip dördüncülükle yetinen ABD, bu deneyimin bıraktığı kötü tadı da damaklardan silmeye çalışacaktır.

gündem

Fotoğraf: David Blunsden / Depo Photos

UEFA Şampiyonlar Ligi’nde yarı finallerin dört biletinin sahibi, geçen hafta oynanan rövanş karşılaşmaları neticesinde belli oldu. Manchester City ve Arsenal’ın da bu aşamada elenmesiyle beraber, 1 Haziran’da ikonik Wembley Stadyumu’nda oynanacak finalde bir İngiliz ekibi görmeyeceğimiz kesinleşti. İngilizlerin yolunu kesen Real Madrid ile Bayern Münih birbirleriyle eşleşirken, yarı finalin diğer ayağında ise Borussia Dortmund ile Paris Saint-Germain olacak.

59. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu (Tour of Türkiye), 21 Nisan’daki Antalya etabıyla start aldı. Üçüncü etap sonunda genel klasman liderliğinde Polti-Kometa takımından Giovanni Lonardi yer alıyor.

19. İstanbul Yarı Maratonu, 28 Nisan Pazar günü koşulacak. Avrupa’da ‘gold label’ kategorisinde yer alan dört yarı maratondan biri olan koşuda bu yıl katılım için yaş sınırı 18’den 16’ya indirildi.

NBA’de geçirdiği sakatlığa kadar Houston Rockets formasıyla çok başarılı bir sezon geçiren Alperen Şengün, En Çok Gelişme Gösteren Oyuncu (MIP) ödülünün üç finalistinden biri olarak açıklandı. Spor yazarları ve yayıncıları arasındaki oylama sonucunda ödülü kazanan, 319 puanla Philadelphia 76ers’tan Tyrese Maxey oldu. İkinci sırayı 305 puanla Coby White alırken, Alperen ise 6 ilk sıra, 14 ikinci sıra ve 20 üçüncü sıra oyu (toplamda 92 puan) toplayarak üçüncü oldu.

Teniste toprak sezonunun resmî açılışı elbette Rafael Nadal’ın korta çıkmasıyla yapıldı. Nadal kariyerinde 12 kez kazandığı Barselona Açık’a bu kez ikinci turda (4 numaralı seribaşı Alex de Minaur’a 5-7, 1-6’lık setlerle kaybederek) veda ederken, şampiyonluğa ulaşan Casper Ruud oldu. Finalde Stefanos Tsitsipas’ı 7-5, 6-3’lük setlerle mağlup eden Norveçli tenisçi, böylelikle nihayet kariyerinin ilk ATP 500 turnuvası zaferini kutladı.

• Nadal, Berlin'de 20-22 Eylül tarihlerinde düzenlenecek Laver Cup'ta korta çıkacak. Karnındaki sakatlık nedeniyle uzun bir aradan sonra sahada olan 37 yaşındaki yıldızın, bu turnuvayla kariyerine ‘veda edeceği’ tahmin ediliyor. Nadal, efsanesi olduğu Roland Garros'a (20 Mayıs) katılmayı çok istediğini söylemişti.

kapsül spor öneriyor

Film: Bursa’nın Mesken semtinin solcu-devrimci gençlerinin kurduğu, Valeriy Lobanovski’nin yetmişlerdeki Dinamo Kiev takımından ilhamla ‘Dinamo Mesken’ olarak anılan Ertuğrulgazi Gençlik ve Spor Kulübü’nün hikâyesini anlatan, bir dönem kulübün amigoluğunu yapmış Erkan Can’ın da yer aldığı 2022 yapımı belgesel, MUBI Türkiye kataloğundan izlenebilir.

Makale: Tarih boyunca gözetim toplumunun oluşmasına ve güçlenmesine hizmet eden Olimpiyat Oyunları hakkında siyaset bilimci Jules Boykoff’un Paris 2024 öncesi kaleme aldığı yazı dikkate değer.

YouTube: Neslihan Demir, ‘Hatıra Defteri’nin ikinci bölümünde 2003 yazına dönüyor; Filenin Sultanları hikâyesinin başladığı EuroVolley günlerini ve Deniz Esinduy’u hatırlıyor.

YouTube: ‘Amerikan Mutfak’ programının kurgucusu Murat Gül, gelenekselleşmiş NBA play-off karşılama videolarının 2024 edisyonunu paylaştı.

Podcast: Ada futbolundaki gelişmeleri takip eden ‘Premierweek’in son bölümünde Umut Öztürk, konuğu Doruk Keskin’le Premier League’deki şampiyonluk yarışına odaklanıyor.