Sayı: 184 - Ortalama okuma süresi: 9 dakika (2.087 kelime)

Hız treni: Pep, Arteta ve Klopp

Hazırlayan: Cem Pekdoğru

Süper Lig’de şampiyon henüz tacını giymedi. Fenerbahçe’nin Galatasaray deplasmanında 70 dakika 10 kişi oynadığı maçta elde ettiği galibiyetten sonra, Sarı-Kırmızılılar Konya’da bir sürprize izin vermemek mecburiyetinde olacak. Türkiye Kupası finalinde ise yarın akşam (23 Mayıs) Beşiktaş ve Trabzonspor, Atatürk Olimpiyat Stadı’nda kozlarını paylaşacak.

Türkiye’deki taç giyme merasiminin ertelenmesini fırsat bilip sezon boyu bol bol yaptığımız gibi bir hafta daha gözümüzü İngiliz futbolunun sahalarına çevirmek istedik. Esasında bir gol rekoruna sahne olmasına rağmen, İngiltere’nin en üst seviye futbol ligi Premier League de bu sezon izleyenlerini pek tatmin edemedi. Evet, maç başına 3.28 gol ortalamasına erişilen bu sezon, modern dönemlerin en bereketli sezonu oldu. (Bundan daha bereketli son sezon, 3.34 gol ortalamasıyla 1963-64 sezonu.) Bunun nedenlerini, iyisiyle kötüsüyle çıkan kısmın özetini 10 paragrafta geçmeye çalışalım.

Fotoğraf: David Blunsden / Depo Photos

1- Manchester City hiçbir yere gitmiyor

İşi sıkıcı hâle getiren faktörlerin başında elbette Pep Guardiola’nın yenilmez takımı var. Sezona girilirken İlkay Gündoğan gibi önemli bir kayba ve Arsenal’ın Mikel Arteta yönetiminde gösterdiği yükselişe rağmen Man City’nin şampiyonluğu kaybedeceğine ihtimal verenlerin sayısı pek azdı. Bir müddet ‘üç başlı bir şampiyonluk yarışı’ hayaline kapılsak da sezon başında beklenen oldu; The Citizens üst üste dördüncü, son yedi yılda altıncı (tek istisna pandemi nedeniyle kesintiye uğrayan Project Restart sezonu), Premier League çağında sekizinci, tarihinde 10. lig şampiyonluğunu kutladı. Ulus Baker, “Futbolun Spinoza’sı” benzetmesiyle taltif ettiği Valeriy Lobanovski yönetimindeki Dinamo Kiev’in oyununu ‘geleceğin futbolunun önsezisi’ olarak adlandırıyordu. Pep ve oyuncuları saha içinde yaptıklarıyla, benzer övgüleri bu sezon da fazlasıyla hak ettiler. Ancak City’nin transfer usulsüzlükleri hakkındaki suçlamalara ilişkin Premier League yönetiminin mutlak sessizliği, ‘City karşıtlarını’ rahatsız etmeye devam edeceğe benziyor.

2- Daha iyi yenilen Arteta

Önceki yılın kötü tecrübesinin de etkisiyle, Arsenal’ın şampiyonluk ihtimali bu sezon daha az dillendirildi ama Arteta’nın takımının çok daha net bir şampiyonluk futbolu ortaya koyduğunu söyleyip haklarını teslim etmeliyiz. 100 milyonluk Declan Rice transferi fiyat etiketinin hakkını ilk günden itibaren verirken Chelsea döneminde futbol yazarlarının stres topuna dönüşmüş Kai Havertz ise Arteta’nın kendisine biçtiği yeni rolde itibarını geri kazanmayı başardı. Geleneksel 10 numara sevdalılarının yeni aşkı Martin Odegaard’a da şapka çıkarmayı ihmal etmeyelim. Seneye ben de Arsenal hakkındaki şüpheciliğimi bir kenara bırakabilirim.

Fotoğraf: Craig Thomas / Depo Photos

3- Klopp’un vedası

Şüpheciliği bir kenara bırakmak demişken… Sezona girerken hiçbir Liverpool taraftarı, sözleşmesini 2026’ya kadar uzatmış Jürgen Klopp’a bu yıl içinde veda etmeyi beklemiyordu. 2015’te göreve gelirken taahhüt ettiği gibi, Liverpool kulübüne ‘şüpheciliği bırakıp inanmayı’ öğretti Klopp. Ve dokuz uzun yılın ardından, hafta sonu oynanan Wolves maçıyla beraber Anfield ahalisine veda etti. Liverpool hakkında sohbet etmekten çok hoşlandığım Çetin Cem Yılmaz, 2015’te Klopp’u kulübe buyur ettiği yazısından alıntı yapalım: “Klopp’un ilk basın toplantısı, hiç şüphesiz İngiliz futbolunda Mourinho’nunkinden bu yana en etkili açılış seremonisiydi. Aynı konuşmada kulübün tarihine vurgu yaptı ama bunu bir yük gibi sırtında taşıyamayacaklarını, şimdide yaşamak gerektiğini söyledi. Kulüpteki sıkışma havasını daha tek bir maça çıkmadan dağıtmayı başardı.” 

Rafa Benitez ve Brendan Rodgers gibilerinin yanlış vaatleri, Klopp’ta nihayet gerçeğe dönüştü ve Liverpool yeniden kazananlar arasına adını yazdırdı. Veda konuşmasının ve reveransının da en az ilk basın toplantısı kadar etkili olduğunu söylemek gerek.

4- Pochettino şoku

2022 yazında kulübü devralan Todd Boehly, aslında yaklaşım olarak selefi Roman Abramovich’ten pek de uzağa düşmediğini kanıtlamak için fazla beklemedi. Tartışmaya açık transfer hamleler için milyonlar saçan yeni sahip, yaşını almış Premier League takipçilerine 2003 yazında başlayan ‘Chelski’ döneminin Amerikan yapımı bir yeniden çevrimini izliyormuş hissi verdi. Abramovich ikinci sezonuyla birlikte futbol kararlarını verecek akil adamı Portekiz’de bulmuştu, Boehly de Mauricio Pochettino’da bir Mourinho potansiyeli görmüş olabilirdi. Sezonun sonundaki yükseliş ivmesi, Cole Palmer’ın müthiş performansı ve görkemli birkaç galibiyet sonrası Chelsea-Pochettino birlikteliğinin tüm kazalardan sağ çıkmayı başardığını düşünmüştük. Ta ki Pochettino’nun Chelsea günlerinin resmen sona erdiğini ve Boehly yönetiminin ‘daha genç’ bir menajer arayışında olduğunu bildiren haberlere kadar.

Fotoğraf: Will Palmer / Depo Photos

5- Manchester United’ın son ümidi

Klopp öncesi Liverpool’un hâl-i pürmelalinde, ezelî rakibi Manchester United’ın bugününü andıran bir şeyler var. Sir Alex Ferguson döneminin kapanışının üzerinden 11 yıl geçmişken United’ın beklediği kurtarıcı, farklı bir istikametten gelmişe benziyor. Bu süreçte Kırmızı Şeytanlar, Jose Mourinho, Louis van Gaal, Erik ten Hag (hatta kısa Ralf Rangnick dönemini de analım) gibi isimlerle yeniden ayağa kalkmayı ümit etse de kulübü yakından takip edenler, menajer tercihlerinden daha derin yapısal sorunların buna izin vermeyeceğini öngörebiliyordu. Peki 60 puanla sekizinci ve –1989-90 sezonundan bu yana ilk defa– eksi gol averajıyla bitirilen bir sezonun ardından, menajer koltuğunda kimin oturacağından bağımsız olarak, Old Trafford’da hissedilen pozitif hava da neyin nesi? Cevap şu: Jim Ratcliffe ve INEOS grubunun futbol operasyonlarını devralmasıyla beraber, sözünü ettiğim yapısal sorunların bir kısmının ortadan kalkması uzun bir süre sonra mümkün görünüyor.

6- VAR’ın sonu geldi mi?

Premier League’de VAR sisteminin uygulandığı beşinci sezonun sonuna geldik. ‘Hakem şefi’ Tony Scholes’a göre, sezon boyunca VAR’ın kararlarındaki başarı oranı yüzde 96. Bununla birlikte, VAR karşıtlarının sesi ilk defa bu kadar gür çıkıyor. Wolverhampton Wanderers’ın çağrısıyla, önümüzdeki ay 20 Premier League kulübünün bir araya geleceği toplantıda, 2024-25 sezonu için VAR konusunun oylamaya açılması bekleniyor. Luis Diaz’ın Tottenham maçında ‘yanlışlıkla’ iptal edilen golünün yankılarını, Nottingham Forest’ın ülkemizdeki kulüplere rahmet okutan Twitter açıklamalarını düşünürsek, VAR’ın Ada futbolundaki günleri sayılı olabilir.

7- Everton için kötü günler geride kaldı…

Sırada daha kötü günler var. Sean Dyche’ın takımı, sezon içinde vites artırdığı iki ay sayesinde, verilen toplam 8 puan silme cezasına rağmen küme düşme korkusu yaşamadı. Everton ve Nottingham Forest, Premier League tarihinde puan silme cezası alan üçüncü ve dördüncü takım oldular. 9 puanlık bir ceza aldığı 2009-10 sezonunun sonunda küme düşen Portsmouth’un heyecan verici yıllarını hatırlıyor musunuz? Umarım Farhad Moshiri’nin kulübün geleceğini belirsizliğe sürükleme yönündeki ısrarlı çabaları bir son bulur ve aynı soruyu bir gün Everton için sormayız.

Fotoğraf: Cody Froggatt / Depo Photos

8- Kapı kapanıyor, asansör aşağı inecek

Türkçede ‘asansör takım’, İngilizcede ‘yo-yo club’ tanımlamasının hakkını veren bir üçlü, Premier League ziyaretlerini uzun tutmadı. Luton Town, Burnley ve Sheffield United, toplam 66 puan aldılar ve geldikleri gibi gittiler. (Bu en son 1997-98 sezonunda yaşanmıştı) 101 puanla Championship’te şatafatlı bir şampiyonluk yaşayan Vincent Kompany’nin öğrencileri, topa sahip olmaya dayalı oyun stratejilerini üst lige de taşımayı ümit ediyorlardı; fena hâlde yanıldılar. Sheffield United, daha sezon başında asansörü çağırmıştı; 104 gol yiyerek gitmeleri kimseyi şaşırtmadı. Sezona en düşük beklentiyle giren Luton Town en güçlü direnci gösterdi belki ama onlar da başaramadı… İki lig arasındaki uçurum, hiç olmadığı kadar büyümüş gibi görünüyor. Diğer yandan, lige geri dönen Leicester’ın finansal tablosu çok stabil görünmüyor. İki sezonda iki lig yükselen Ipswich Town’ın da Luton’a benzer bir kaderi yaşayabileceği düşünülüyor. Özellikle de genç dâhiler arasına adı çoktan yazılan Kieran McKenna’nın Chelsea, Manchester United ve Brighton gibi kulüplerin ilgisine mazhar olduğu yönündeki haberlerden sonra…

9- Kutlu bir istisna

Pochettino ve Klopp, sezon sonunda takımlarına veda etti. West Ham günleri sona eren David Moyes’un haksızlığa uğradığını düşünenlerin sayısı hiç de az değil. Ancak 2023-24 Premier League sezonunun, modern futbolda güzel bir istisnayı imlediğini de gözden kaçırmayalım. Sezonun başlamasına birkaç gün kala Julen Lopetegui ile yollarını ayıran Wolves’u saymazsak, Premier League kulüpleri sezon içerisinde yalnızca üç menajer değişikliği yaptı: ligin dibine demir atan Sheffield United, Nottingham Forest ve şubat ayında Roy Hodgson’a veda eden Crystal Palace. Bu üç değişiklikten en olumlu sonuç veren ise, Palace’taki havayı tümüyle değiştiren Oliver Glasner hamlesi oldu. Championship’ten transfer edilen Adam Wharton’ın kendisini A millî takımın EURO 2024 geniş kadrosuna atmasını sağlayan, yeni bir Jean-Philippe Mateta’yla tanıştığımız ve Olise-Eze ikilisinin olağanüstü potansiyelini hatırladığımız üç aylık Glasner döneminin devamını sabırsızlıkla bekliyoruz.

Fotoğraf: John Patrick Fletcher / Depo Photos

10- Sezon ödülleri

Bu tür sezon muhasebelerinin sonunda genellikle bir de ‘altın karma’ seçilir. Biz de bu geleneği yaşatalım ve Kapsül Spor’a göre sezonun takımını belirleyelim…*

Sezonun altın karması: Emiliano Martinez (Aston Villa); William Saliba (Arsenal), Joachim Andersen (Palace), Micky van de Ven (Tottenham); Declan Rice (Arsenal), Rodri (Man City); Cole Palmer (Chelsea), Martin Odegaard (Arsenal), Phil Foden (Man City); Ollie Watkins (Aston Villa), Alexander Isak (Newcastle)

Sezonun oyuncusu: Phil Foden (Man City)

Sezonun menajeri: (Unai Emery’den özür dileyerek) Rob Edwards (Luton)

Sezonun golü: Alejandro Garnacho (Everton-Man United)

* Sol bek bulmakta zorlandığım için kadroda üç defans oyuncusuna yer verdim. (Fulham’dan Robinson ve Tottenham’dan Udogie’yi düşünsem de sonunda ikna olmadım.) Bu bek yoksunluğunun nedenlerine dair bazı ipuçlarını sevgili Güner Çalış’ın hatırlattığı şu makalede bulabilirsiniz.

geri sayım: paris 2024

Fotoğraf: Paul Kuroda / Depo Photos

Paris’te düzenlenecek 2024 Yaz Olimpiyatları’na 65 gün kala, geri dönüşü merakla beklenen olimpik yıldızlardan birine, Simone Biles’a gözümüzü çevirelim.

ABD kadın artistik jimnastik takımı, Londra 2012’den beri Amerika’nın olimpik gündeminde büyük bir yer kaplıyor. Londra’ya yetişememiş olsa da Simone Biles, jimnastiğin kazandığı bu popülaritenin merkezindeki isim. Biles, Rio 2016’daki tarihî performansından beş yıl sonra Tokyo’da madalya sayısı bakımından hedeflerinin gerisinde kalsa da, sporcuların mental sağlığı konusunda yarattığı farkındalıkla belki de daha büyük bir kazanımın altına imzasını atmıştı. 2022 yılında yarışmaya ara veren Biles, Olimpiyat hazırlık sürecinde formunu yeniden yakalamışa benziyor.

Geçen hafta sonu Connecticut’ta düzenlenen U.S. Classic’te 27 yaşındaki Biles, kariyerinin yedinci genel toplam şampiyonluğunu elde etti. Sekiz yıllık bir aradan sonra geri dönüş kararı alan, 2012’nin kahramanlarından Gabby Douglas’ın da katıldığı yarışmalarda, artistik jimnastikteki mükemmeliyet bayrağını Biles’tan devralmaya aday gösterilen Shilese Jones, Jordan Chiles, Sunisa Lee gibi isimler de mücadele etti. Toplam 37 Dünya Şampiyonası ve Olimpiyat madalyası sahibi Biles’ın dört Olimpiyat altınına yenilerini eklemek amacıyla Paris’e gidip gidemeyeceğini ay sonundaki ulusal şampiyonada öğreneceğiz.

gündem

Fotoğraf: Depo Photos

Erkek voleybolunda ilk kez katılma hakkı elde ettiğimiz 2024 Milletler Ligi’nde A Millî Erkek Voleybol Takımı, ilk maçında dün akşam Kanada’ya 3-1 mağlup oldu. Türkiye’nin Antalya’da karşı karşıya geleceği diğer takımlar Hollanda, Fransa ve ABD olacak. Erkeklerde final turu ise 27-30 Haziran tarihlerinde, Polonya’nın Lodz şehrinde.

• Cedric Enard yönetimindeki takımın birinci hafta kadrosu şu isimlerden oluşuyor: Arslan Ekşi, Murat Yenipazar, Arda Bostan, Adis Lagumdzija, Kaan Gürbüz, Burutay Subaşı, Efe Bayram, Efe Mandıracı, Yasin Aydın, Mirza Lagumdzija, Yiğit Hamza Aslan, Vahit Emre Savaş, Mert Matic, Faik Samet Güneş, Bedirhan Bülbül, Volkan Döne, Beytullah Hatipoğlu. 
• A Millî Kadın Voleybol Takımı ise Antalya’daki birinci hafta maçlarında Japonya (3-2) ve İtalya’ya (3-1) mağlup oldu, Fransa ve Hollanda karşısında aldığı iki galibiyetle 29 Mayıs’ta Teksas’ta oynanacak Almanya maçını beklemeye koyuldu. Kapsül’ün videosu: ‘Türkiye - İtalya’

2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın başlamasına üç hafta kala, turnuvaya katılacak millî takımların teknik direktörleri kadrolarını açıklamaya başladı. Türkiye’nin D Grubu’ndaki rakiplerinden biri olan Portekiz’de Roberto Martinez, 26 kişilik kadrosunda 41 yaşındaki Pepe’ye de yer verdi. Kamuoyuna göre en büyük sürpriz, Manchester City’nin orta saha oyuncusu Matheus Nunes’in yokluğu.

• Genellikle muhafazakâr tercihleriyle ve eski oyuncularına sadakat göstermesiyle eleştirilen İngiltere teknik direktörü Gareth Southgate, yükselişteki yıldızların hemen hemen hepsine yer verdiği 33 kişilik kadrosuyla otoriteleri şaşırttı. Marcus Rashford, Jordan Henderson, Jadon Sancho gibi Southgate’in eski gözdeleri ise turnuvada olmayacak. 
• Ev sahibi Almanya’da Julian Nagelsmann’ın açıkladığı 27 kişilik kadroda Leon Goretzka, Mats Hummels, Julian Brandt gibi isimlerin yer almaması dikkat çekti. Bu arada turnuva kadrosunda yer alan Toni Kroos, Şampiyonlar Ligi finalinin kulüp kariyerinin son maçı olacağını duyurdu. Başarılı orta saha oyuncusu, futbol hayatına Almanya’daki Avrupa Şampiyonası’nda resmen nokta koyacak.

Fransa Ligi’nin son hafta maçlarında, formasında yer alan LGBTİ+ komünitesine destek mesajını siyah bantla kapatan AS Monaco’nun Malili oyuncusu Mohamed Camara’ya ceza verilmesi söz konusu. Fransa spor bakanı Amelie Oudea-Castera, bu hareketin kabul edilemez olduğunu, oyuncunun ve kulübünün en şiddetli biçimde cezalandırılmasını federasyondan talep ettiğini belirtti.

NBA’de konferans finallerine yükselen takımlar belli oldu. 3 numaralı seribaşı Minnesota, son şampiyon Denver’ı yedinci maçta mağlup ederek Batı finalinde Dallas’ın rakibi oldu. Doğu yakasında ise Indiana ile New York arasındaki seri büyük bir mücadeleye sahne oldu. Knicks’in yaşadığı sakatlıkları da lehine kullanan Pacers, Doğu finalinde 16 yıl sonra şampiyonluk kupasına kavuşmak isteyen Boston Celtics’le karşılaştı. Uzatmaya giden ilk maçı Celtics, Jayson Tatum’ın 36 sayısıyla 133-128 kazandı.

• Şubat ayında WNBA ekibi Dallas Wings ile anlaşan Sevgi Uzun, Nevriye Yılmaz’dan sonra WNBA’de parkeye çıkan ikinci oyuncumuz oldu. Fenerbahçe Alagöz Holding formasıyla Avrupa şampiyonluğu da kazanan Uzun, WNBA sezonunun ilk üç maçı itibarıyla 30.3 dakika, 5.7 sayı ve 5.7 asist ortalamalarıyla oynuyor.

Giro d’Italia 2024, 26 Mayıs’ta Roma’da son bulacak. Kariyerinde ilk kez Giro’da boy gösteren Tadej Pogacar, rahat bir zafere doğru gün sayıyor. Bugün itibarıyla beş etap zaferi kazanan Sloven bisikletçi, genel klasmanda ise en yakın rakipleri Daniel Martinez ve Geraint Thomas’a 7 dakikanın üzerinde fark atmış durumda.

kapsül spor öneriyor

Fotoğraf: Depo Photos

Film: A Millî Kadın Voleybol Takımı ve Eczacıbaşı Dynavit’in başarılı smaçörü Hande Baladın’ın kariyerini anlatan belgesel: ‘BALADIN’

Makale: Max Verstappen’ın yeni bir yarış zaferiyle noktalanan Imola’daki Formula 1 hafta sonuna dair, Muhammed Kaya’nın analizi.

Makale: Önceki haftalarda bültende de andığımız Cesar Luis Menotti’nin futboldaki kalıcı mirasını Onur Özgen kaleme aldı.

YouTube: İsmail Şenol’un Fenerbahçe Beko başantrenörü Sarunas Jasikevicius’la Berlin’deki Final Four öncesi yaptığı söyleşi.

Podcast: Spor yazılarına hasret kaldığımız gazeteci Brin-Jonathan Butler, ‘Tourist Information’ın yeni bölümünde Ben Johnson’la beraber 1988 yazına dönüyor. 

Podcast: Andy Roddick, podcast serisi ‘Served’ün yeni bölümünde toprak sezonunun formda ismi ve dünya 12 numarası Danielle Collins’i konuk ediyor.