Maradona'nın kupa yolculuğu

Futbolun en büyük yıldızlarından birini kaybedeli iki yıl olmak üzere. Tanrı’nın futbol sahalarındaki eli ve ayağı, Diego Armando Maradona’nın zarafet, öfke, çelişki, hata ve mucizelerle dolu kariyerinde Dünya Kupaları hep belirleyici bir yere sahip oldu. Katar 2022’den bolca şikâyet ederken Maradona’nın kupa serüveninde bir gezintiye çıkalım.

1982 İspanya

Arjantin, İspanya’ya ‘son şampiyon’ apoleti ve dünya futbolunun en heyecan verici genç yıldızı Maradona’yla geldi. Diego’yu 1978 kadrosuna çok genç olduğu için almayan Cesar Menotti, bu kez Boca Juniors’u şampiyon yapan bu dehaya takımın anahtarını teslim etti. İlk grup maçında Belçika, Arjantin’i 1-0 yenerken Maradona, aman vermeyen bir markaj ve sert faullerle karşılandı. İlk gollerini 4-1 kazanılan Macaristan karşısında attı ancak ikinci tur gruplarında İtalya ve Brezilya ona fazla geldi. İtalya maçında Claudio Gentile sahayı dar etti, Brezilya karşısında ise hayal kırıklığının ve maruz kaldığı sert faullerin acısını 85. dakikada Batista’ya attığı acımasız bir tekmeyle çıkarmaya çalışınca kırmızı kart gördü. İlk Dünya Kupası’ndan mutsuz ayrıldı, onu yuhalayan Camp Nou tribünleri, yalnızca iki ay sonra onu alkışlayacaktı çünkü o yaz Barcelona’ya transfer oldu.

1986 Meksika

Barcelona’da başlayan ve Napoli’de devam eden Avrupa günlerine kavgalar, sakatlıklar ve bolca skandal eşlik ediyordu. Arjantin, Meksika’ya daha tecrübeli bir Maradona ve teknik direktör Carlos Bilardo’yla gitti. İlk maçında Güney Kore’ye karşı üç asist yapan Maradona, rakiplerinin sertliğiyle daha olgun şekilde başa çıkıyordu. Takımını İtalya karşısında yenilgiden kurtaran golü atarken de Bulgaristan’a karşı alınan 2-0’lık galibiyette de baş yaratıcı rolündeydi. Baş yaratıcı demişken, çeyrek finalde İngiltere’ye attığı ‘Tanrı’nın eli ve ayağı’ndan çıkan golleri hatırlatmaya gerek yok herhâlde. Maradona bununla kalmadı, yarı finalde de Belçika’yı iki golle devirdi. Neredeyse tek başına finale taşıdığı takımını Batı Almanya maçında da kusursuz idare etti ve ilk Dünya Kupası’nı kazandı.

1990 İtalya

1986-1990 arasında Napoli’yle iki lig şampiyonluğu, bir İtalya Kupası ve bir UEFA Kupası kazanarak kulüp tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Ancak aynı yıllar onun özellikle Kuzey İtalya’da hedefe konduğu, Milano ve Torino’da şeytanlaştırıldığı yıllardı. Bu hasmane tutumu, fevri tavırları ve uyuşturucu bağımlılığıyla besleyen Maradona, İtalya’daki Dünya Kupası başladığında Napoli dışındaki İtalyanların bir numaralı hedefi hâline gelmişti. Kamerun yenilgisiyle başladığı grubundan ancak üçüncü çıkabilen Arjantin, ikinci turda ‘eski gücünden uzak’ Brezilya’yı Caniggia’nın golüyle geçti. Çeyrek finalde Yugoslavya’yı penaltılarla elerken Maradona penaltı kaçırdı.

Yarı finalde rakip İtalya’ydı, maç Napoli’deydi. Müsabaka öncesi Maradona, Napolililere, “Yılın 364 günü kendi ülkenizde yabancı olarak görülüyorsunuz. Bugünse sizden milli takımı desteklemenizi istiyorlar. Ben 365 gün Napoliliyim” diyerek tarihî bir çağrı yaptı. San Paolo Stadyumu’nda ‘Diego kalplerimizde, İtalya şarkılarımızda’ pankartı asılıydı ve Arjantin, İtalya’yı penaltılarla eleyerek finale çıktı. Finale gelindiğinde Arjantin de Maradona da fazlasıyla yıpranmıştı ve tarihin en sıkıcı finallerinden birinden Almanya galip ayrıldı.

1994 ABD

1990 sonrası Maradona’nın kariyeri serbest düşüşe geçti. Saha dışında çözemediği sorunları saha içini de belirledi. Kokain cezası aldı, Napoli’den ayrıldı, Sevilla’da bir yıl geçirdikten sonra ülkesine, Newell’s Old Boys’a döndü. 1994 Dünya Kupası başladığında ‘futbolun kötü çocuğu’ olarak mimlenmişti. İlk maçta Yunanistan’a attığı golü kameraya doğru kızgınca koşarak kutladı. Bu, milli takımdaki son golüydü. Nijerya maçı da son milli maçı oldu. Kanında efedrin tespit edilince Dünya Kupası’na erkenden veda etti.