Sayı: 154 - Ortalama okuma süresi: 5 dakika (1.335 kelime)

Yolculuk: Japonya

Ilgın Doğanay

Konnichiwa! Bugün size Japonya’yı anlatmaya geldim.

Yıllardır görmeyi istedim, hep erteledim ama sonunda planımı bu yıl hayata geçirdim. Mayıs ayında işimden istifa edip dünya turuma Japonya’dan başladım. Birbirinden güzel deneyimlerle, dolu dolu altı hafta geçirdim. İki üç ay daha kalsam da sıkılmazdım, görülecek, yapılacak o kadar çok şey var ki Japonya’da…

Fotoğraf: Sora Sagano/Unsplash

Önce biraz lojistik bilgi… Mart ve nisan aylarında, cherry blossom (kiraz çiçeği/sakura), yağışların azlığı ve Paskalya tatili dönemi olması sebebiyle turist yoğunluğu patlıyor. Dolayısıyla bilet ve oteller başta olmak üzere tüm masraf kalemleri bu dönemde daha yüksek. ‘Kiraz çiçeği’ zamanı gitmek muhakkak farklı bir deneyim ama ekonomik bir seyahat istiyorsanız bu iki aya yüklenmenize gerek yok. 

Japonya her mevsim çok güzel. Kışın karlı dağlarla kaplı kuzeyi, yazın ise deniz, doğa ve güneşiyle güneyi... Uçak bileti hangi sezon olursa olsun size biraz pahalıya patlayacak, bunun için planı erken yapmakta fayda var. 

Japonlarla iletişim kurmak için ‘Google Translate’ kullanabilirsiniz zira İngilizce konuşma oranı oldukça az. Toplu taşımalardaki tabelalarda, Japoncayla birlikte Latin alfabesi kullanımı da var. İletişim konusu gözünüzde büyümesin, havaalanına girdiğim andan itibaren hiç sıkıntı çekmedim.

Fotoğraf: Jezael Melgoza/Unsplash 

Burada kritik bir tavsiye vermem gerek. ‘Google Haritalar’ aracılığıyla arama yapmak istediğinizde, kelimeyi Japonca aratın. Örneğin etrafınızdaki sushi restoranlarına bakacaksınız, önce sushi’yi Japoncaya çevirin. İngilizce aratırsanız karşınıza az ve turistik opsiyonlar çıkıyor. Bu tavsiyeyi orada yaşayan bir Avrupalıdan aldım ve çok işime yaradı. 

Turuma Tokyo’dan başladım. Dünyada en çok Michelin yıldızlı restoranın olduğu bu gurme şehir girdiğim andan itibaren beni içine aldı. Japon mutfağı en sevdiğim mutfak ve bazı günler planlarımı sadece yemek yeme üzerine yaptım.

Hemen hemen her merkezi bölgede Michelin listesine giren onlarca ‘İzakaya’ var. Kelime olarak karşılığı ‘kal-iç-yer’ olan İzakaya, içki ve atıştırmalıkların servis edildiği rahat restoranlar için kullanılan bir terim. Çoğunlukla oralara giderek uygun fiyatlı ve samimi bir ortamda yemekleri denedim.

Fotoğraf: Daryan Shamkhali/Unsplash

Kalmak için Shibuya bölgesini tercih ettim ve çok memnun kaldım. Burası kalabalığıyla, ilan panolarıyla ikonikleşen, Tokyo deyince en çok karşınıza çıkan fotoğrafların olduğu ’Shibuya Crossing’ olarak adlandırılan dörtyol ağzının bulunduğu bölge.

Shibuya’da sakin bir mahalledeki hostelde kaldım. Japonya’da bildiğiniz bütün hostelleri unutun. Kapsül tarzında yatakların bulduğu bu hosteller çok kaliteli, güvenli ve konforlu. Gitmeden önce ‘kapsül oteller’ özellikle bir gün kalınması gereken bir deneyim gibi düşünülüyor fakat şehir o kadar kalabalık ki, ekonomik bir opsiyon olarak rotanızı bu otellere çeviriyorsunuz. Yerli turistler de kapsülleri tercih ediyor. 

Shibuya’nın yanı sıra en çok sevdiğim mahalleler Daikanyamacho ve Nakameguro oldu.  Yan yana olan bu iki mahalleyi ve aslında Tokyo’yu tek kelime ile anlat deseniz ‘Stil’ derim. Birbirinden güzel butik, restoran ve kafelere ev sahipliği yapan bu bölgeyi alışveriş için tercih edebilirsiniz. 

Stil demişken Japonya’yla ilgili iki şeyi daha övmeden geçemeyeceğim. İlki görgü. Toplu taşımada herkes sessiz, telefonla konuşulmuyor. Sokaklarda bağırmak yok, itiş kakış yok, korna yok. Diğeri ise her işi çok özenle ve sakince yapmaları. Bu da her detaya yansıyor. Zincir ve hızlı yemek servis eden restoranlarda bile tepsiniz sofistike geliyor, tuvaletler deseniz tertemiz ve ihtiyacınız olan her şey mevcut. 

Bu özenin nedeni ‘İkigai’.... 

Fotoğraf: Finde Zukunft /Unsplash

‘İkigai’, doğrudan başka bir dile çevrilemeyen ama özetle ‘yaşamda mutluluğu bulma fikri çevresinde gelişen’ Japon felsefesi. ‘İkigai’ dört temel elementin kesişiminden oluşuyor: Sevdiğin (tutku), dünyanın ihtiyacı olan (amaç), yapmakta iyi olduğun (kabiliyet), yaparken para kazanabileceğin (iş) şey. 

Bu felsefenin yansıması da yaptıkları işe duydukları saygı. Madalyonun diğer yüzünde ise Japonya’da yüzleşilen uzun çalışma saatleri, çalışmaktan kaynaklanan zihinsel ve bedensel rahatsızlıklar var. 

Umarım Japon mutfağına düşkünsünüzdür çünkü yemek seyahatinizin önemli bir bölümünü kapsayacak. ‘California roll’ gibi batıda uydurulan sushileri unutun. Japonya’da en popüler ve otantik sushi tipi ‘Nigiri’.

Fotoğraf: Kaila Imada

Oval olarak şekillendirilen pirincin üstüne genellikle çiğ fakat bazen de pişmiş deniz ürünü/balık ekleniyor. Daha üst kalite bir deneyim (fine dining) için “Sana bırakıyorum” anlamına gelen ‘Omakase’ restoranları tercih edebilirsiniz. ‘Omakase’ stili restoranlarda şefin o günkü seçkisinde yer alan sushiler ve diğer ürünler sırasıyla getiriliyor, yani seçimi şefe bırakıyorsunuz. 

Sushinin yanında servis edilen zencefil turşusunun amacı ise bir sushiden diğerine geçişte tat paletini temizlemek. Barın arkasında bulunan şef çoğu sushiyi ve yan yiyecekleri sizin önünüzde hazırlıyor. O gün mutfakta bulunan taze deniz ürünlerine göre menü belirleniyor. Yemeğinize eşlik eden sakeniz ise bardağınızdan hiç eksilmiyor. 

Birbirinden güzel sanat eserlerini görebileceğiniz alternatiflere sahip Japonya’nın benim için ön plana çıkan lokasyonlarından biri Naoshima oldu.

Fotoğraf: Pema Lama/Unsplash

Seto İç Denizi’nde yer alan ada, modern sanat müzeleri, mimarisi ve heykelleriyle biliniyor. Naoshima ve komşu adalarındaki birçok sanat müzesi Benesse Corporation tarafından kurulmuş, bu müzeler meşhur Japon mimari Ando Tadao tarafından tasarlanmış. Adadaki eski evler ise modern sanat müzelerine dönüştürülmüş. Adada görebileceğiniz en popüler eserler arasında Yayoi Kusama’nın ‘dev balkabağı heykelleri’ yer alıyor. Naoshima, lokasyonu itibariyle kısa Japonya turlarında pas geçiliyor ama artık bu adayı görmediğim bir Japonya turu düşünemiyorum.  

Japonya’daki en yaygın iki din Şintoizm ve Budizm. ‘UNESCO Dünya Mirası’ Koyasan, Budizm için kutsal bir dağ köyü. İçerisinden Kili sıradağları hac yolu geçen bu köyde, birçok rahip okulu bulunuyor. Gelen misafirler de bu okullarda kalıp budizmi daha yakından tanıyor. Ben de tapınaklardan birinde 24 saat geçirdim. 

Geleneksel budizm, vegan bir diyet takip ediyor. Bu doğrultuda tapınaklarda vegan yemekler servis ediliyor. 

Akşam yemeğinin ardından ise ‘Sutra kopyalama’ yapılıyor. Bu, Budizmin önemli parçalarından biri olan kabul edilen bir ibadet şekli. Budist sutraları parşömen kağıt üzerinde mürekkep kalem ile kopyalanırken hem sutralar ezberleniyor, hem de kaligrafi sanatı uygulanıyor. 

Bunun ardından ise ‘Onsen’de vakit geçirdim. ‘Onsen’, Japon kültürünün önemli bir parçası olan kaplıca hamamı. Kadın ve erkek bölümleri ayrı olan jakuzilere tamamen çıplak giriliyor. Japonlar bu tesislere düzenli olarak gidiyor. 

Tapınakta gün ağarmadan uyanıp sabah ayinine katıldım. Ayinde rahip ve öğrencileri o günün budist mantralarını okudular, sonrasında dini ve kültürü anlattılar. Kahvaltının ardından köyü keşfe çıktım. Mistik bir deneyim için ‘Koyasan’ı planınıza eklemenizi tavsiye ederim. 

Fotoğraf: Christian Lidewig/Unsplash

Geçirdiğim altı haftanın hepsini anlatamasam da size gittiğim yerleri özet geçeyim. 

Tokyo, Nikko (onlarca tarihi tapınağa ev sahipliği yapan küçük bir şehir), Hakone (ikonik Fuji volkanik dağı manzaralarına sahip, Onsen tesisleriyle meşhur bir dağ kasabası), Kyoto (1000 Tori kapılı meşhur Fushimi İnari tapınağı ve daha fazlası), Naoshima, Osaka (sokak lezzetleri ve barlar), Nara (binlerce geyiğe ev sahipliği yapan parkıyla meşhur, Osaka’dan günlük tur yapabileceğiniz bir şehir), Hiroshima (atom bombası ve acı tarihi) ve Fukuoka (hareketli bir sahil kenti, İzmir’e benzetilebilir). 

Arigato! 

bugünkü destekçimiz

‘MARVEL STUDIOS’ İMZALI MİNİ DİZİ ‘ECHO’, TÜM BÖLÜMLERİYLE SADECE DISNEY+’TA YAYINDA! 

Marion Dayre ve Amy Rardin’in baş senaristleri olarak yer aldığı ve 2021 yılında ‘Hawkeye’ın kötü karakteri olarak gördüğümüz Alaqua Cox’un başrolünde yer aldığı ‘Echo’, seyircileriyle buluştu. 5 bölümlük mini dizinin tüm bölümleri aynı anda yayına giren ve sadece Disney+’ta izlenebilen yapım, Wilson Fisk’in suç imparatorluğu tarafından takibe alınan Maya Lopez’i merkezine taşıyor. Bu yolculuk Maya’yı evine getirirken, genç kız ailesiyle ve mirasıyla yüzleşmek zorunda kalıyor. 

Cox’a Vincent D’Onofrio, Chaske Spencer, Graham Greene, Tantoo Cardinal, Devery Jacobs, Zahn McClarnon ve Cody Lightning’in eşlik ettiği ‘Echo’nun bölümleri Sydney Freeland ve Catriona McKenzie tarafından yönetildi. 

Variety, Forbes, Vulture, The Guardian gibi dünyanın en önemli mecralarının eleştirmenleri tarafından yeni ve çok daha fazla cesur bir yapım olarak lanse edilen Marvel Studios’un “muhteşem dönüşü” olarak yorumlanan dizi, stüdyonun tüm bölümleri tek seferde yayına giren ilk yapımı olma özelliğini taşıyor. ‘Echo’, ‘Marvel Studios’un bundan sonraki projeleri açısından da izleyicinin merakını ve ilgisini yükseltiyor.  

gündem

Fotoğraf: Depo Photos

CHP, İstanbul ilçeleri dahil olmak üzere 209 belediye başkan adayını açıkladı. Ataşehir adayı Onursal Adıgüzel ve Maltepe adayı mimar Esin Köymen, listede en dikkat çeken isimler oldu. İzmir BB adayı ve Ankara Çankaya adayı açıklanan listede yer almadı. Antalya BB için mevcut başkan Muhittin Böcek bir daha aday gösterilirken Muğla adayı şu anki Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras oldu. 

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimde, partilerin oy pusulalarındaki yeri belirlendi. İlk sırada AKP yer alacak. Yenilik Partisi'nin seçime katılmayacağını bildirmesiyle kuraya 35 parti katıldı.

Edebiyat dünyasından 130’a yakın isim, iki yazar Mine Kırıkkanat ve Elif Şafak arasındaki ‘intihal davası’ ile ilgili ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Bazı çevreler sosyal medyada Elif Şafak‘ı hedef alan bir linç kampanyası başlattı. Paylaşımların içeriği ve üslubu, dertlerinin edebiyat olmadığını düşündürüyor” denildi. 

• 'Bit Palas' isimli romanında intihal yaptığı gerekçesiyle Mine Kırıkkanat'a tazminat ödemesine karar verilen yazar Elif Şafak, davanın ‘kişisel takıntı ve art niyetle’ açıldığını savunmuştu. 

Beyin kanaması geçiren 61 yaşındaki oyuncu Settar Tanrıöğen’in ameliyatının iyi geçtiği ve bilinci açık şekilde yoğun bakımda izlendiği açıklandı. Ağır bir diyet yaptığı öğrenilen Tanrıöğen, konuşmada yavaşlama ve bilinç bulanıklığı yaşamasının ardından hastaneye başvurmuştu. Tanrıöğen bu sezon ‘Dünyada Karşılaşmış Gibi’ oyununda ve ‘Kızılcık Şerbeti’ dizisinde rol alıyor.

kapsül öneriyor

Fotoğraf: Instagram/akinsevgor

• Neo-klasik besteci Akın Sevgör’ün yeni albümü ‘Reveries’ ve albüme ilişkin yazısı ‘düşünceler’
• Kapsül’de bu hafta | Spor: ‘Afrika Uluslar Kupası: Mesafeli turistler, adanmış ruhlar’, Kültür: ‘Keyfekeder bienal’, Günlük Doz (26 Ocak): ‘Aday mesaisi’ , Business: ‘Biri bizi özetliyor’
• Barış Yazıcı’nın kahve haritaları: ‘İstanbul’, ‘Londra’, ‘Toronto’
• Oggusto seçkisi: Türkiye’nin en iyi kayak otelleri’ 
• Bahadır Özgür’ün yazısı: “Sabancı ailesinin ‘üvey’ mensubu Sevgi Sabancı’nın yazdığı anı kitabı, sermaye sınıfının ahlaki, dini, etik anlayışının altındaki çırılçıplak servet tutkusunun genetik haritasını çıkarıyor.”
• Mehmet Yaşin’in yazısı: ‘Kebabın standardı’