Sayı: 178 - Ortalama okuma süresi: 4 dakika (1.260 kelime)

Euro 2024: Türkiye'nin vedası

Emrah Temizkan

Avrupa Futbol Şampiyonası’nda çeyrek finallerin kapanış maçında Türkiye, ilk yarısını 1-0 önde tamamladığı maçta Hollanda'ya 2-1 yenilerek turnuvadan elendi. Hollanda’nın yarı finaldeki rakibi İngiltere oldu.

Fransız hakem Clement Turpin'in yönettiği maça Türkiye; Mert Günok, Mert Müldür, Samet Akaydin, Abdülkerim Bardakcı, Ferdi Kadıoğlu, Kaan Ayhan, Salih Özcan, Hakan Çalhanoğlu, Kenan Yıldız, Barış Alper Yılmaz ve Arda Güler 11’iyle çıktı.

Fotoğraflar: Depo Photos

Avusturya maçında yaptığı ‘bozkurt işareti’ nedeniyle 2 maç ceza alan Merih Demiral ile sarı kart cezalıları İsmail Yüksek ve Orkun Kökçü maçta forma giymedi. Karşılaşma öncesi sahaya çıkan Merih Demiral, taraftarların desteğine selamla karşılık verdi. Tribünlerde, Merih Demiral maskesi takan ve İstiklal Marşı sırasında ‘bozkurt işareti’ yapan taraftarlar görüldü.  

İlk 10 dakikaya tutuk başlayan Türkiye, ilerleyen dakikalarda kontrolü eline aldı ve 35. dakikada Samet Akaydin'ın golüyle öne geçti. 

İkinci yarıya hücum planında değişiklikle başlayan Hollanda’da Weghorst, Bergwijn'ın yerine oyuna dahil oldu. Türkiye, 56. dakikada maçın kırılma anlarından biri olarak kabul edilen serbest vuruşta Arda Güler’le direğe takıldı. 

Hollanda’nın baskısını hisseden Türkiye, 65. dakikadaki bir başka kırılma anında Kenan Yıldız’la gole yaklaştı. 

Ancak Türkiye’nin kalesinde baskı kuran Hollanda, 70. dakikadaki kornerde boşta kalan Stefan De Vrij'in golüyle eşitliği yakaladı. Golden dört dakika sonra Ake ve Reijnders'in yerine Van de Ven ve Veerman’i oyuna alan Hollanda, 76. dakikada Gakpo’ya mücadele eden Mert Müldür’ün dokunduğu topla 2-1’i buldu. 

Kadro tercihlerinde ve oyuna müdahale konusunda ‘tutucu olmakla’ eleştirilen teknik direktör Vincenzo Montella, ilk değişikliğini 76. dakikada Salih Özcan ve Kenan Yıldız'ın yerine Okay Yokuşlu ve Kerem Aktürkoğlu’nu oyuna alarak yaptı. 81. dakikada ise sakatlanan Samet Akaydin ve Mert Müldür'ün yerine Zeki Çelik ve Cenk Tosun oyuna girdi.

Bu dakikadan sonra baskıyı artıran Türkiye, Zeki Çelik ve Kerem Aktürkoğlu’yla arka arkaya gole yaklaştı. 89. dakikada oyuna girerek turnuvada ilk kez süre alan Semih Kılıçsoy’un 90+1’de yakaladığı şans, son kez gole yaklaşılan an oldu. 

Fotoğraf: Socrates

Millî takım, turnuvada Gürcistan maçının ardından ‘gol beklentisi’ oranında üstünlük kurduğu ilk maçını oynadı.

Özellikle ilk yarıda ‘olgun’ olarak tanımlanabilecek oyunuyla turnuvadaki en iyi performansına imza atan Türkiye, Euro 2008’in ardından ilk kez hayalini kurduğu yarı finale ulaşma şansını yitirdi. 

Maç sonrası

Son düdükle birlikte büyük üzüntü yaşayan bazı oyuncular gözyaşlarına hâkim olamadı.

“Kaybettiğimiz için üzgünüz ama gurur duymamız gereken bir tablo var” sözleriyle oyuncularına teşekkür eden teknik direktör Montella, “Maçın geneline baktığımızda çok iyi yorumladığımız bir bölüm var. Sonrasında 10 dakika topa sahip olamadık. O anları daha iyi yönetebilirdik ama turnuvanın en genç takımı olmamızın etkisi vardı bunu yapamamamızda” diye konuştu.

Montella, hakem Clement Turpin'in tartışmalı kararları için sadece “Çok şanslı değildik” değerlendirmesini yaptı. 

Hollanda’nın teknik patronu Ronald Koeman ise son beş dakikalık dilimde ‘şanslı’ olduklarını söyledi. 

Dünyanın en iyi savunmacılarından biri olarak kabul edilen Hollanda’nın kaptanı Virgil Van Dijk, maç boyunca kendisine çok zor anlar yaşatan Barış Alper Yılmaz için "Ele avuca sığmaz bir şekilde koşuyordu. Bizi çok zorladı. Gerçekten önemli bir oyuncu" yorumunu yaptı. 

Euro 2024 elemeleri ve Japonya’yla oynanan hazırlık maçındaki performansı sonrası görevine son verilen Stefan Kuntz’un yerine göreve gelen Montella, deplasmandaki Hırvatistan ve Konya'daki Letonya galibiyetlerinin ardından takımı turnuvaya götürmeyi başardı. 

Arda Güler’le yaşandığı iddia edilen ‘yelek krizi’nde ve dün geceki maçın ardından eleştirilerin hedefi olan Montella’nın göreve devam etmesini isteyenlerin sayısı da oldukça fazla. Montella, takımdaki geleceğiyle ilgili soruyu 2026 Dünya Kupası’nı hedeflediğini ve burada çok mutlu olduğunu söyleyerek yanıtladı. 

Ailesiyle birlikte tribünde olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, maçın ardından soyunma odasına indi. 

Son notlar

20 yaş altı üç oyuncuyla yaş ortalamasının 25.8 olduğu Türkiye, turnuvanın Çekya’dan sonra en genç ikinci takımı olarak turnuvaya katıldı. 

Türkiye, turnuvada yedi farklı oyuncudan gol buldu: Merih Demiral, Arda Güler, Cenk Tosun, Hakan Çalhanoğlu, Kerem Aktürkoğlu, Mert Müldür ve Samet Akaydın. Turnuva tarihinde ise daha yüksek sayıya sahip sadece iki ülke var (8’er golle İspanya/2024 ve Almanya/2012).

Millî takımda turnuva boyunca performanslarıyla öne çıkan isimler Arda Güler, Ferdi Kadıoğlu, Barış Alper Yılmaz ve özellikle Avusturya maçındaki kurtarışı ile Mert Günok oldu.

Avusturya maçında katettiği 12.2 km mesafe ile turnuva rekorunu kıran Kadıoğlu, takımda en fazla ikili mücadele kazanan (35), top kapan (12), sahipsiz top kazanan (25) ve şut pası veren (12) oyuncuydu. 

Sistemin en önemli parçalarından Yılmaz ise turnuvada Jamal Musiala’dan (13) sonra Jude Bellingham’la birlikte en çok faule maruz kalan (11) futbolcu oldu.  

İki isim, sezondaki ilk maçlarına Temmuz 2023’te çıktı. Yılmaz sezonu 70 maç, Kadıoğlu ise 69 maçta tamamladı.

Turnuvayı bir gol ve iki asistle tamamlayan Arda Güler ise 20 yaşına girmeden önce bir Avrupa Şampiyonası'nda hem gol atan hem de asist yapan üçüncü oyuncu oldu. Diğer isimler ise Euro 2004’teki performanslarıyla Wayne Rooney ve Cristiano Ronaldo.

Turnuvadaki durum

Kaan Ayhan'ın dövmesi (Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Yine dene, yine yenil. Daha iyi yenil/Fotoğraf: Robbie Jay Barratt)

Cumartesi günü ev sahibi Almanya'yı uzatmada attığı golle 2-1 yenen İspanya ile Portekiz'i normal süresi 0-0 biten maçta penaltılarla geçen Fransa yarı finale kaldı. İki takım, salı günü saat 22:00'da Münih'de karşılaşacak.

İkinci yarı finalde ise İsviçre'yi normal süresi 1-1 biten maçta penaltılarla yenen İngiltere ile Hollanda, çarşamba günü saat 22:00'da Dortmund'da karşı karşıya gelecek.

Final maçı ise 14 Temmuz Pazar günü saat 22:00'da Berlin Olimpiyat Stadyumu'nda oynanacak.

Dahası

Socrates’in Berlin’den canlı bağlantı yaptığı maç sonu yayını: "Şu an his ne biliyor musun? 'Madem olmayacaktı, neden olur gibi oldu...' diye bir laf var... Yarı finalde İngiltere'ye karşı şansımız yok denecek kadar azdı ama yarı final olacaktı. Son dört İngiltere, Fransa, İspanya ve Türkiye olacaktı. Bunun ucundan döndük.”

bugünkü destekçimiz

Lezzet ve Gerilimin Kesiştiği Nokta: 'The Bear' Geri Dönüyor

Disney+ta 17 Temmuz’dan itibaren izlenebilecek dizinin yeni sezonunda Carmy ve ekibi, geçtiğimiz sezon büyük çaba sarf ederek açtıkları restoranlarında misafirlerini ağırlayacak.

Göz alıcı çiçekler ve loş ışık veren mumlar eşliğinde, mutfakta yaşanan yüksek doz stres ve sinir, artan ısı ve farklı menülerle birleşiyor. Anlaşılamayan kaseler, duvarda patlayan tabaklar ve Michelin yıldızı avı, heyecanı dorukta tutuyor. Emmy ve Altın Küre ödüllü ‘’The Bear’’ın üçüncü sezonu, tüm bu kaotik ve ilgi çekici unsurları izleyiciye sunarak, 17 Temmuz'dan itibaren Disney+’ta yerini alacak.

Disney’e göre "The Bear" dizisinin 3. sezon prömiyeri, yayınlandığı ilk dört gün içinde 5.4 milyon izlenmeye ulaştı. Bu, yalnızca FX'in Hulu'daki en iyi prömiyer performansı olmakla kalmadı, aynı zamanda Hulu'daki senaryolu diziler arasında en çok izlenen sezon prömiyeri oldu.

Yeni sezonda, ekip sandviç dükkanından çıkarak hayalini kurdukları restoranı açma yolunda çok daha zorlu bir serüvene atılıyor. Restoranın adının gizemini koruduğu tanıtımda, Carmy ile Richie arasındaki gerilim, mutfağın zaten yüksek olan sıcaklığını daha da artırıyor. Dizinin ana karakterleri arasında Jeremy Allen White, Ayo Edebiri ve Ebon Moss-Bachrach yer alıyor. Her bir karakterin özel hayatında sular durulmazken, yaratıcı koltuğunda ise Christopher Storer’ın oturduğu 'The Bear', izleyicilere sürprizlerle dolu bir sezon vaat ediyor.

Borçların katlanarak arttığı ve “Michelin yıldızı için her yol mübahtır” anlayışının ekibe yayıldığı bu yeni sezonda, rekabet ve hırs en üst seviyeye çıkacak. 17 Temmuz’dan itibaren sadece Disney+’ta izlenebilecek olan 'The Bear', izleyicilere unutulmaz anlar yaşatacak.

bir foto

Şeriban Alkış

‘İtalya’da yaz’ temalı fotoğraflar dikkat çekiyor, beğeni alıyor. İtalya’ya gitmiş olanlar özlemle, hiç ayak basmamış olanlarsa hayal ve imrentiyle izliyor bu fotoğrafları. Kimi de yakın zamanda gideceği bir Ege veya Akdeniz tatilinin hevesi ve heyecanıyla dolup taşıyor. İtalya fotoğraflarına bakıp Türkiye sahillerini hayal etmek… Aynı zeytin ağaçları, aynı turkuaz deniz, aynı zeytinyağlı sofralar… Kitle turizminin, dünyanın her yerinde tatil alışkanlıklarını belirlemesi ve tek tip bir ‘yapılacaklar listesi’ oluşturmasından başka bir şey bu.

Bugün genç bir İtalyan fotoğrafçının ‘From May to October’ (Mayıstan ekime) isimli fotoğraf serisini izliyoruz. Michele Iacobini’nin fotoğraf tutkusu memleketi Roma’da değil ülkenin güneyinde yatıyor.

İtalya’nın önde gelen fotoğrafçılık okulu ISFCI’de aldığı eğitimden sonra yüksek lisans için New York’a gidiyor. Henüz öğrenciyken Romalı fotoğrafçı Fabio Lovino’nun asistanı olarak çalışmış. Fotoğraflarında 1960 ve 70’ler İtalyan sineması ve Alman fotoğrafçı Wim Wenders’tan ilham alıyor. ‘Gündüzleri’ profesyonel işi moda fotoğrafçılığı olsa da kişisel fotoğrafları için kullandığı kamera da 1970’lerden kalma. Fotoğraflarındaki hafif grenli görünümü yaratan da bu makine.

Bu seriyi, diğer ‘İtalya fotoğrafları’ndan ayıran şey kompozisyonlardaki insan azlığı. Bazı fotoğraflarına bakınca uzaktan insan sesleri duyar gibiyim ama çoğunda yalnızca rüzgâr, deniz ve belki bir feribotun motor sesi… Bunda iki şey etkili. Eleanor Sly’a verdiği röportajda, Güneş’e karşı bir hassasiyeti olduğunu söylüyor. Bu yüzden fotoğrafları ‘içeriden dışarıya’ bakıyor ya da akşamüstü turunculuğunda çekilenler.

İkincisi de 2018’de Eolie Adaları’na botlarla ulaşan göçmenlerle dayanışmak için gönüllü olarak adaya gelmesi. 2018 yazında İtalya’da hükümet göçmenlere yönelik temel koruma biçimlerini ortadan kaldıran ve sınır dışı edilmelerini kolaylaştıran bir tasarıyı onaylamıştı. İtalya’nın güneyinde biriken binlerce göçmen ve Akdeniz güneşinin tadını çıkaran turistlerin tezatlığı, Iacobini için kabullenmesi zor bir gerçeklikti. Bu yabancılaşmayla baş etmek için gönüllü faaliyetlerine mola verdiği sırada adanın insandan uzak köşelerinde dinlenmeye çekilmiş. Serideki fotoğrafların büyük bir kısmı bu aralarda çekilenler.

Iacobini, “Fotoğrafa bakan izleyicinin, fotoğrafı çektiğim anda ne hissettiğimi hissetmesini istiyorum” diyor. Ne hissettiniz?

📸 Daha fazla fotoğraf.

pazar önerileri

Piyanist Ludovico Einaudi'nin canlı performansı: ‘Live From The Steve Jobs Theatre’

Merve Küçüksarp’ın portre yazısı: ‘İstanbul’un belleğindeki dev kadın: Adalet Cimcoz’

Psikolog Şule Öncü, ‘Hayatta Kalma 202' podcastinin konuğu: ‘Hepimiz Narsistiz’

bantmag. seçkisi: ‘2024 yıl ortası raporu: Afallatan 20 kitap’

CNBC-e derlemesi: ‘Dünyanın en eski bankasının hikâyesi’

Kapsül’ün içki dosyası: ‘Kadehlerden dost olur mu?’

Kapsül’de bu hafta | Spor: ‘Çeyrek final: Olağan şüpheliler ve iki müstesna takım’, Kültür: ‘Koca bir mefagon: Açık Radyo’, Günlük Doz (5 Temmuz): ‘Gerginekon’, Business: ‘AB’den Meta’ya sarı kart’