|
Kapsül Pazar
08 Mayıs 2022
|
|
Adalı olmak mı, ada sahibi olmak mı?
Fatih Polat
Sevgili Tunca Öğreten telefonda, ‘Adalı olma’ üzerine bir yazı yazmamı istediğinde ilk tepkim, “Üç kuşak adalı arkadaşlarım var. Ayrıca uzun yılardır Adalar’da yaşayan çok iyi edebiyatçı, yazar ve gazeteci arkadaşlarım var. Ben henüz dört yıldır Adalıyım. O nedenle kendimi henüz Adalı değil de, Ada’da yaşayan biri diye tarif ediyorum” olmuştu. Tunca, savuşturma amaçlı bu hamlem karşısında “Ama sen Adalı arkadaşlarından Adalı olma halini dinleyerek Adalı oldun. O da ayrıca önemli” deyince, -bunu ikna potansiyeli yüksek bir argüman olarak görmesem de- Adalı olma halinin bendeki karşılığına dair bir yazı konusunda anlaştık. Dolayısıyla bu yazı, Ada üzerine bugüne kadar yazılmış şahane metinlerden farklı olarak, henüz o gerçekliği anlamaya çalışan bir faninin değinmelerinden ibaret bir deneme olma iddiasıyla kendisini sınırlıyor.
İlk baskısı 1719 yılında yapılan Daniel Defoe’nun ‘Robinson Crusoe’su herhalde ada ve insan ilişkisine dair en çok tanınan kitaplardan biridir. Onun da muhtemel bir gerçeklikten hareket etmekle birlikte, büyük ölçüde kurgusal bir roman olduğunu biliyoruz.
Bir yirminci yüzyıl yazarı olan Aldous Huxley’nin 1962 yılında yayımlanan son kitabı ‘Ada’ ise insana dair iyi bir hayatın gelişebilmesi ütopyasına odaklanan, kendinden çok söz ettiren güçlü bir edebi metindir. Dolayısıyla ‘ada’ derken, çok katmanlı bir şeyden söz ediyoruz.
Uzaktan bakanlar açısından egzotik çağrışımları baskın imgelerle dolu bir mekan olan ada, aslında “Hangi Ada?” sorusuyla ve o mekanla hangi insanın nasıl bir ilişki kurduğu sorusuyla birlikte daha belirgin bir anlam kazanabilir.

‘Ada’ya yavaştan yaklaşırken, onu günümüz şehir hayatından ayıran başlıca unsurların neler olduğu sorusuyla devam edelim. Benim açımdan bu; su, toprak ve ağacın bir arada olabildiği bir mucizedir. Doğup büyüdüğüm İstanbul’da bu unsurun üçünü bir arada görebileceğiniz başka bir yer düşünebilir misiniz? Beton binalardan oluşan kentte toprak, saksılarla balkonlara taşınarak dokunma mesafesine getirilmeye çalışırken, ağaç ve suya ulaşmak için de kentin pek çok yerinde bir çaba göstermek gerekiyor. Bu arada, bu kentin ve ülkenin hafızasında ağaçları savunarak başlamış olan Gezi gibi müthiş bir deneyimin olduğunu da not ederek devam edelim…
Su, toprak ve ağacın, dahası ormanın bir arada olabildiği bir mekan, hele bir de şehrin gürültüsünden uzak olarak martı sesleriyle uyandığınız gerçeğiyle düşündüğünüzde, insanı iyileştiren bir mekandır. Üç kuşaktır Adalı bir aileden gelen komşum ve arkadaşım, gazeteci, çevirmen Siren İdemen, “Biz çocukluğumuzda Heybeli’den Burgaz’a yüzerdik” diye anlatmıştı. Onun dışında 20 yıldır, 30 yıldır, 40 yıldır Adalı olanlarla tanıştım. Her birinin biriktirdiği sayısız hikaye var.
Genel açısından bakıldığında ise İstanbul gibi bir kentte ada, bazıları için yazlığa gidilecek bir tatil yeri, azımsanmayacak bir kesim açısından ise emekliliğinde ya da emekli olmaya yaklaştığında, artık şehirle mesafeli bir ilişki arama arzusunun bir karşılığı olarak gündeme geliyor. ‘Ada kafası’nı sevdiği için henüz emeklilik moduna girmeden Ada’da bir ev kiralayarak, işine Ada’dan gidip gelen de epey insan var. Ancak tüm bunlarla birlikte, sınıflı bir dünyada ada imgesinin, sınıfsal bağlamlardan azade olduğu düşünülmemeli. Dünyanın ve Türkiye’nin burjuvaları ya da sinema ve müzik sektörünün ünlüleri için ise adanın ima ettiği egzotiklik, sahip olunması gereken bir mülk anlamına geliyor. Örneğin, ünlü aktör Mel Gibson, Avustralya açıklarında bulunan Mago Adası’nı tatillerini geçirmek üzere 2005 yılında bir Japon firmasından satın almıştı. 5400 hektarlık adanın değeri 15 milyon dolar. Yine sinema dünyasının ünlülerinden Eddie Murphy Bahamalar’ın başkenti Nassau’ya yakınlığıyla bilinen Rooster Cay Adası’nı 2007 yılında 15 milyon dolara satın aldı. Ünlü şarkıcı Shakira Bahamalar’ın kuzeyindeki Bonds Cay Adası’nı 16.5 milyon dolara satın aldı. Bill Gates Orta Amerika’daki Belize’de bulunan Bugue Caye Adası’nı 25 milyon dolara aldı.
Yazının devamını oku...
|
|
|
|
Fotoğraf: Topical Press Agency
Şeriban Alkış
Vikipedi'de adının altında 'mizahçı' yazan Mark Twain bu fotoğrafta neden gülmüyor?
Twain, 1900'ün hemen başında çekilmiş bu fotoğrafta dönemdaşlarıyla aynı bakışa sahip. Dönem fotoğraflarında mutlu bir yüz görmek neredeyse imkânsız.
Kültürel yönleri de var ama esas neden, yeni bir teknoloji olan fotoğraf makinesinin henüz gelişmemiş tekniğinde yatıyor.
Fotoğrafçılar, yeterince aydınlık olmayan iç mekân çekimlerinde magnezyum tozu kullanırdı. Yakılan bu toz, gözü kör edecek kadar bir ışık yayar ve bir asit bulutu oluştururdu. Bu erken dönem flaşlar, aynı zamanda mide bulandırıcı bir koku da yayardı. Fotoğrafı çekilen kişiler de aniden patlayan bu ışık ve koku karşısında bazen şaşkına dönmüş bazen gözleri kısılmış bazen de kaşları çatılmış hâlde çıkardı.
bi' fotonun şarkısı Nancy Sinatra'nın Bang Bang'ini Türkçeye uyarlayan Güneri Tecer'den: "Nedir bu ses dan dan, imdat nefes dan dan"
|
|
|
Hemen abone olun, bir sonraki bülteni kaçırmayın!
|
Mayıs’ı Caz ayına dönüştüren ‘PSM’de Caz Konser Serisi’, 4 Mayıs’taki Lisa Ekdahl konseri ile başladı. Ay içerisinde 14 isim daha, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’ndeki sahnelerde Caz sevenler ile buluşacak:
Yellowjackets - 10 Mayıs 21:00: 1977’de Los Angeles’ta kurulan grup, kariyeri boyunca 24 albüm yayınladı, 17 kez Grammy Ödülü’ne aday gösterildi. Grubun son albümü ‘Raising Our Voice’, ilhamını son yıllarda dünyanın tamamını ele geçiren politik ve duygusal karmaşadan alıyor. Crossover Jazz ve Fusion türünde müzik yapan grubun, 1981’de çıkardığı ‘Yellowjackets’ albümündeki ‘Matinee Idol’ adlı parça hâlâ en çok dinlenen çalışması.
Erol Evgin - 13 Mayıs 21:00: 1970’lerden bu yana her dönemde şarkıları ezbere bilinen Evgin, ‘Sevdan Olmasa’, 'Ateşle Oynama’, ‘İşte Öyle Bir Şey’ ve ‘Ben İmkansız Aşklar İçin Yaratılmışım’ gibi hit parçalarını Caz formlarında yeniden düzenleyerek seslendirecek. Konserde sanatçıya, piyanist Can Çankaya’nın yönettiği orkestra eşlik edecek.
Alp Ersönmez ‘Cereyanlı’ - 13 Mayıs 21:00: Sanatçı, ilk albümü ‘Yazısız’ı 2011’de çıkardı. 2021’de iki bölüm halinde çıkan ‘Cereyanlı’ albümü ise enerjik ve tempolu bir müziği dinleyecisiyle buluşturuyor. Ersönmez’in ‘Cereyanlı’ albümünde en çok sevilen çalışması ‘Eksik’i buradan dinleyebilirsiniz.
Deniz Tekin - 14 Mayıs 21:30: Yalın akustik gitar ya da piyano aranjmanlarına eşlik eden Tekin, son dönemin en öne çıkan müzisyenlerinden biri. Tekin, 2016’da yitirdiğimiz efsane müzisyen ve şair Leonard Cohen’in parçalarını tek seferlik bir proje kapsamında touché’de seslendirecek.
Jülide Özçelik - 17 Mayıs 21:00: O, hem bize ait hem de evrensel standartlarda müzik yapan bir isim. Sanatçı, kendi bestelerinin yanısıra sevdiği eserleri Caz formunda yorumluyor. Birçok uluslararası festivalde de sahne alan Özçelik’in, Neşet Ertaş klasiği ‘Yalan Dünya’yı Caz formunda seslendirdiği çalışması müzik platformlarında 2 milyona yakın kez tıklandı.
|
|
|
|
İnsanlığın ekolojik tahribatı nedeniyle ABD ve Kanada’da son 50 yılda üç milyar kuş yok oldu. Bu sayı, Avrupa’da 600 milyonu buldu. Çevre ve akademi dergisi Annual Review of Environment and Resources'da yayınlanan araştırmaya göre, son yıllarda kuş türlerinin yüzde 48'inin nüfusu azaldı. Kuşların yüzde 39'unun nüfusu aynı kalırken, yüzde 6'sının popülasyonunda ise artış gözlemlendi.
Vergi ve danışmanlık şirketi KPMG’nin araştırmasına göre, her 10 şirketten dokuzu ‘uzaktan çalışma’ sisteminin devamına sıcak bakıyor. Şirketlerin yarısından fazlası, uzaktan çalışma kararında çalışanların taleplerinin ön plana çıktığını belirtiyor.
- Ancak uzaktan çalışmayı benimseyen şirketler için en büyük zorluklar yüzde 88 ile vergi ve yasal uyumluluklar olarak göze çarpıyor. Bunu, yüzde 21’le verim arayışı ve yüzde 18’le çalışan takibi ile teknoloji izliyor.
BM Dünya Gıda Programı (WFP), küresel açlık krizine karşı, Ukrayna’daki tahılın dünyanın geri kalanına ulaştırılması için, Odessa’daki limanların acilen açılması çağrısı yaptı. Limanlarda bekletilen tahılın 400 milyon insanı doyurabileceği belirtiliyor. Dünya çapında 276 milyon insanın kronik açlıkla karşı karşıya olduğunu vurgulayan WFP, Ukrayna'daki çatışmanın sürmesi halinde bu sayının 47 milyon daha artacağı uyarısı yaptı.
- Rusya’nın Ukrayna işgalinin ardından buğday ve mısır fiyatları yüzde 20’den fazla attı.
Afganistan'ı yöneten Taliban, kadınların kamusal alanda burka giymesini zorunlu hâle getirdi. Burka zorunluluğuna uymayan kadınların erkek aile üyeleri hapis cezası alabilecek.
Gülhane Parkı’ndan sonra Emirgan Korusu’ndaki lalelere de ziyaretçileri tarafından zarar verildi. Fotoğraf çektirmek için lalelerin arasına giren ziyaretçiler, çiçeklerin büyük bir kısmını ezdi: "Herkes basmış, ben de bastım."
|
|
|
|
Fotoğraf: Rolling Stone
Şeriban Alkış
Daha önce kamuya açık yayınlanan birçok dava olsa da, hiçbiri aktör Johhny Depp ile eski eşi Amber Heard'ün 11 Nisan'dan beridir süren davası kadar çok, iştahlı ve farklı popülasyonlardan izleyici bulamamıştır herhâlde. Bir kuşağın kadınları için Hollywood'un seksi erkek 'şubesi' Depp'in bu kadar sansanyonla anılması, bu ilginin bir sebebi. Bir diğeri de, artık 'tüm kötülüklerin anası' sayılan sosyal medya!
ABD'de SkyNews ve Fox gibi yayıncılar davayı dakika dakika özetliyor, YouTube'da kanallar naklen yayınlıyor. Instagram'da stickerlar ilk günden hazırdı bile. Twitter'da davayla ilgili hashtagler birkaç günde bir trendtopic oluyor. Biliyorsunuz Twitter'ın insanda, o konu hakkında tweetleme ya da en azından tüm dünyanın gündemi oymuş gibi hakkında bilgi sahibi olma arzusu yaratma gibi tuhaf bir huyu var...
Ama esas bombalar TikTok'ta patlıyor. TikTok, (ki kalpsiz bir dünyanın kalbi, ruhsuz koşulların ruhudur!) aylık aktif kullanıcı sayısıyla tüm sosyal medya platformları arasında birinci sırada. Dolayısıyla, bir konu hakkında genel kanı ne yönde bunu görmek isteyen gözlere pek çok fırsat sunuyor.
TikTok'ta Depp&Heard davasıyla ilgili oluşturulan klipler yüz milyonlarca izlenmeyi aşmış durumda. Sadece Depp'in destekçilerinin #justicefordepp etiketi bile, bunu yazdığım sırada 81.3 milyon görüntüleme almıştı. Buna onlarca farklı etiketi de eklersek....
Peki, ilişkilerine başladıklarında henüz 20'lerinde olan Heard'ün, kendisinden 22 yaş büyük ve bir hayli prestijli olan Depp'in şiddet faili suçlamaları neden internet medyasında karşılık bulamıyor?
Heard'ün 'psikolojik sorunlarının' borderline mı, histeri mi olduğunu tartışanlar ve dava sürecinde yaptıklarıyla #metoo hareketine 'tamir edilmez darbeler vurduğunu' düşünenler kadar bunun aksini savunanlar da var.
Onların savunması ise şunlar: Heard'ün psikolojik sorunları kendisine uygulanan şiddeti aklamada yeterli olamaz. Dünyaca tanınan 58 yaşındaki Depp'in 'cesedini yaktıktan sonra s*keceğim' mesajı ve madde bağımlısı olduğunu kabul etmesi gibi ifadelerini görmezden gelemeyiz. Heard'ün, klasik bir 'koca şiddeti mağdurundan' farklı olarak biseksüel kimliği gibi sayısız nedenlerle toplum tarafından 'ideal kurban' olarak algılanmadığını hesaba katmalıyız.
Velhasılıkelam hukuk, siyaset, psikoloji, suç ve medya gibi sacayakları olan davanın mayıs ortasında bitmesi bekleniyor. Dava şimdiden 'üzerine tezler yazılacak' kategorisine dâhil oldu bile.
|
|
|
|
Fotoğraf: artfulliving.com.tr
- Nilperi Şahinkaya’nın tek kişilik oyunu ‘Doğal Afet’ 10 Mayıs’ta Hann Sahne’de, ‘Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi’ oyunu ise 13 Mayıs’ta Sahne Pulchérie’de sahnelenecek.
- CRR Konser Salonu: 10 Mayıs’ta ‘Kiliseden Saraya Rum Bestekârlar’, 12 Mayıs’ta ‘Wu Wei & Çağatay Akyol Müzikal Kesişmeler’, 14 Mayıs’ta ‘Pietro Spagnoli & Mert Süngü & CRR Senfoni Orkestrası Yaz Konseri’, 15 Mayıs’ta ‘Cihat Aşkın & İstanbul Oda Orkestrası’ sahne alacak.
- Müze Gazhane’deki ‘Hava Kararınca’ akustik konser serisinin 11 Mayıs’taki konuğu Birkan Nasuhoğlu olacak. ‘Yerin Altında’ konser serisinde ise ‘Demonation Festival’ kapsamında Bahr, Hav Hav! ve Kum (&Bedeviler) sahne alacak. Otopark -2’deki konser 12 Mayıs’ta...
- Livaneli Orkestrası, Nazım Hikmet şiirlerinden bestelenmiş şarkılardan seçme bir repertuvarla 11 Mayıs’ta Trump Sahne’de olacak.
- Shirin Neshat’ın ABD’de ırk ayrımcılığına odaklanan kişisel sergisi ‘Land of Dreams’, 22 Mayıs’a kadar Dirimart’ta görülebilir.
- Elektronik müzik festivali ‘Isle of Escape’, 19-22 Mayıs tarihlerinde Göcek Fimi Island’da düzenlenecek
|
|
|
|
- Portishead’in yedi yıl aradan verdiği ilk konserin kaydı: ‘Live @ O2 Academy Bristol’
- Gamze Akyol’un yazısı: ‘DC ve Marvel sinematik evrenlerindeki kadın süper kahramanların temsili’
- ‘Hafıza Kartı’ programı bölümü: “1990'larda popüler olan ama hayatımızdan çıkan isimler, programlar, figürler…"
- 1+1 Express’in dört bölümlük yazı dizisi: ‘68 ruhu’
- Nilay Örnek’in araştırma yazısı: Köçeyan Konağı (Atlas Sineması / İstanbul Sinema Müzesi)
- ‘MUBI / Senaryo Stüdyosu Buluşmaları’ serisi: ‘İşe Yarar Bir Şey’ filmi ile Pelin Esmer
|
|
|
Bülteni Paylaş
Takip Edin |
|
Kapsül'ü sosyal medya'da takip edin! |
|
|
|
|
|
|
|