Sayı: 159 - Ortalama okuma süresi: 4 dakika (1.224 kelime)

TikTok’tan yayılan rüzgâr: ‘Aşkım, portakalımı soyar mısın?’

Güneş Denizyolu

Koltukta yayılıp günün yorgunluğunu attığınız bir akşam. Sevgiliniz yanınızda. Tam da o an, kavrulan içinizi biraz ferahlatmak için portakal yemek istediğinizi fark ediyorsunuz. Sevgilinizden sizin için bir portakal soymasını istiyorsunuz. O da büyük bir ‘fedakârlıkla’ lafınızı ikiletmeden mutfağa doğru yola koyuluyor ve sizin için o portakalı soyuyor.

Tebrikler, doğru kişiyle birliktesiniz!

“Bir portakal soydu diye hemen doğru kişi mi oldu?” diye soranlara: Ben değil, bir TikTok trendi söylüyor bunu. 

‘Portakal kabuğu teorisi’ ilk kez geçen yıl TikTok’ta viral hâline geldi. Mantığı basit: Portakal soymak gibi küçük ve zahmetsiz bir şey istendiğinde verdiğiniz tepki, sevgilinize ve ilişkinize karşı tutumları hakkında çok şey söylüyor. Yani sevgiliniz sizin için portakal soyuyorsa size değer veriyor ve isteklerinizi yerine getirme konusunda elinden geleni yapmaktan çekinmiyor.

Bu çok basit gibi görünen, karşımızdakinin hayatından sadece 1.5 dakika alan olay, sahiden bir şeyler söylüyor olabilir mi? 

Elbette mesele sadece portakal değil. 

TikTok kullanıcısı Anna Birmingham da böyle düşünüyor. TikTok’ta çok paylaşılan videosuna göre teori çok daha büyük şeylerin göstergesi: “Sizi rahatsız etse ya da aslında çok büyük bir şey olmasa bile sevdiğiniz insanların mutlu olması için bir şeyler yapma isteğinizi gösteriyor. Bu gerçek ve koşulsuz sevgidir.”

Romeo’dan Mecnun’a, oradan da portakala uzanan bir yolculuk 

Juliet’in öldüğünü düşünüp kendini öldüren Romeo, kaybettiği eşi Mümtaz Mahal için Tac Mahal’i yaptıran Babür imparatoru Şah Cihan, aşkı uğruna kendini çöllere vuran Mecnun, dağları delen Ferhat… Tüm bunları düşününce ‘sevgilim benim için portakal soydu’ diye sevinmek ve onun doğru kişi olduğuna inanmak biraz can sıkıcı, biliyorum. Ama TikTok’ta o kadar çok bu videoyla karşılaştım ki artık kaçabilecek yerim yoktu. Sadece sevgilimden değil, çevremdeki herkesten benim için portakal soymasını istedim. Hunharca portakala, aslında sevgiye boğulmak istiyordum.

Portakal soymalarını talep ettiğim yakınlarıma daha sonra aslında bunun bir test olduğunu söyleyip olayı açıkladım. Konu hakkındaki fikirler çeşitli. Bir arkadaşım kesinlikle önemli bir veri olduğuna hemen inandı mesela. Hatta el artırdı: “Bugün senin için portakal soymayan, yarın hastalığında ilgilenmez hatta çocuklarına bile portakal soymaz.” 

Benden beş yaş küçük kız kardeşim, “Ben de soymak istemiyorum, babam olsaydı o zaten meyve tabağını yapıp getirirdi” diyerek portakalımı soymadan başucuma koyunca ona da durumu açıkladım. Biraz daha temkinliydi, zamana ve karşıdakinin o anki ruh hâline bağlı olabileceğini söyledi.

Tıpkı Vice’a konuşan ilişki ve seks terapisti Charisse Cooke gibi. Cooke bu testlerin hiç adil olmadığını söylüyor ve “Aman dikkat” diyor: “Hiç adil değiller, çünkü bağlamı, durumu, kişiliği veya diğer kişilerin niyetlerini ve motivasyonlarını hesaba katmıyorlar.”

Test etmeyin, isteyin

Ancak bir yandan da bu tarz testlerin, bazen sağlıklı veya sevgi dolu olmayan bir ilişkide miyiz diye sorgulamalara başlanmasına vesile olduğunu da kabul ediyor. Ve altın değerinde bir öneri sunuyor: “İlişkilerde her zaman öğreniyoruz ve partnerlerimize nasıl sevilmeyi sevdiğimizi ve bizim için neyin anlamlı olduğunu öğretebiliriz. Bu, açık yürekli ve karşılıklı bir ilişki geliştirmenin en iyi yolu. İlişkinizi test etmek yerine, isteyin.”

İlişki koçu Kate Mansfield ise sağlıklı bir ilişkide karşılıklı olarak yapılan fedakârlıkların olduğunu, bunun da temelinde partnerimizi mutlu edecek gerçek bir ilgi yattığını söylüyor. Ancak denge konusunda uyarıyor: “Hepimizin, partnerimizin ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılamak ve tatmin etmek için istekli olmamız gerekiyor ama bir noktaya kadar. Buradaki anahtar sözcük: denge.”

Bir başka arkadaşım ise eski sevgilisinin kulaklarını çınlatarak “O bile soyardı, bence çok da doğru bir kriter değil” dedi. Daha sonra aynı teste kendi tabii tutulsa ne yapacağını anlattı:

“Benden portakal soymamı istese soyardım. Portakal soymaktan hoşlanmıyorum ama onu önemsemediğimi düşünmesinden daha fazla rahatsız olurdum. Aynı soruyu daha gençken sorsaydın ‘Asla’ derdim. Çünkü o zamanlar hayatın inceliğinin basit şeylerde olduğunun farkında değildim.”

İllüstrasyon: The New York Times

Bu testin temelinde çok basit bir istek var aslında: ‘Beni sevdiğini göster’. Çünkü sevgi gösterilebilir, söylenebilir ve hissettirilebilir bir olgu. Ve evet, portakal soymak da bir sevgi göstergesi.

İsterseniz siz de bir dahaki sefere sevdiğiniz birini sizin için portakal soyup soymayacağını sorarak test edebilirsiniz. Soyulmayan bir portakalın ilişkinizi mahvetmesine elbette izin vermeyin. İlişkinizi veya partnerinizin bağlılık düzeyini tek bir testle ölçemeyeceğinizi kendinize hatırlatmak işe yarayabilir.

Ama eğer kafanızı karıştırmaya yetiyor, sizden esirgenen başka şeylerin olduğunu da fark etmenize vesile oluyorsa işler başka. 

İşte o zaman portakalınızı daima kendi başınıza soyabileceğinizi veya sizin için portakal soymaya üşenmeyen birileri olduğunu da unutmayın. 

Ama TikTok çağında sevgi neydi?

Sevgi emekti, bazen de portakal soymaktı.

gündem

Iris Apfel/Instagram

ABD'li tasarımcı ve moda ikonu Iris Apfel, 102 yaşında hayatını kaybetti. Kendi deyimiyle 'ihtiyar yıldız adayı' Apfel, beyaz saçları, büyük boy gözlükleri, parlak ruju ve kalın boncuklu kolyeleriyle tanınıyordu. 

• Aslıhan Dönmez’in yazısı: ‘Apfel’in tarzı’

TBMM, 8. Yargı Paketi'nin kabul edilmesinin ardından seçim arasına girdi. Yasayla, günlük adli para cezası alt tutarı 20 liradan 100 liraya, üst tutarı ise 100 liradan 500 liraya yükseltildi. Türk Ceza Kanunu'nda yer alan ‘örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme fiili’, müstakil bir suç olarak düzenlendi. Böylece, ‘örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen’ kişi, ayrıca 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.

• Yerel seçimlerde toplamda 26 milletvekili, belediye başkanlığına aday oldu. Yerel seçimlere ilişkin kesin aday listeleri bugün açıklanacak.

Süper Lig ve 1. Lig yayın ihalesi, yeniden beIN Media Group'a verildi. Gelecek üç sezonu kapsayan ihalenin bedeli, sezonluk 182 milyon dolar artı KDV (218 milyon 400 bin dolar) olarak açıklandı. 

• Mevcut yayıncı beIN ve Saran Medya'nın katıldığı yayın ihalesi iptal edilmiş, TFF iptalin gerekçesini teklif bedellerinin yetersiz bulunmasına bağlamıştı. En yüksek bedelin kendileri tarafından verildiğini belirten Saran Medya, şunları söylemişti: “İptal kararı daha önce de olduğu gibi, Türk futbolunu esir almış mevcut yayıncı ile devam etmenin kılıfıdır.”

Mahfi Eğilmez’in yazısı: ‘Hissedilen enflasyon, hissedilmeyen büyüme’

bir foto

Şeriban Alkış

Akdeniz’deki turistik adaları saymaya kalkan birinin ilk sıralarda aklına gelebilecek, yılda on milyonlarca turistin ziyaret ettiği İspanya’nın Mallorca adası, 1955 yılında adaya inmeye başlayan uçaklarla bugünün Mallorca’sına dönüştü. 1960 ve 1970’li yıllarda diktatör Franco’nun ‘turizmi teşvik’ politikasıyla, Akdeniz’in ortasında Balear Adaları’nın en büyüğü olan adada kıyı çevresi boyunca binalar yükseldi. Sonrasında, kentlerin değerli kıyılarının kontrolsüzce yok edilmesini tarif etmek için ‘Balearization’ (Balearlaştırma) terimi kullanıldı.

İngiliz fotoğrafçı Trevor Clark, Mallorca’da yükselen binaları ve yeni turizm tesislerini ilk fotoğraflayanlardandı. Londra’da bir stüdyosu olan, The Rolling Stones’un 1963 tarihli meşhur fotoğraflarından birini çeken, moda ve ticari fotoğrafçılıkla ilgilenen Clark, turizmdeki hareketliliğin hemen öncesinde 1968’de Mallorca’ya taşınmıştı.

1960’lı yıllarda İngiltere’de ‘uygun fiyatlı paket tatil’leri artmış, yurtdışında tatil yapan İngilizlerin sayısı ikiye katlanarak yılda 5 milyona kadar çıkmıştı. İspanya’da iki haftalık her şey dahil bir tatilin kişi başı bedeli, o dönemki aylık ortalama ücretlerin yarısı kadar olan 76 sterlindi. 1972’ye gelindiğinde İngiliz turistlerin üçte birinden fazlası İspanya’da tatil yapıyordu.

Clark, tur firmalarının reklamları için fotoğraf ‘işleri’ almaya başladı. Otellerinde dinlenen, eğlenen, keyifli vakit geçiren turistlerin fotoğraflarını çekti. Nostaljiyi ve Güneş’i kutlayan, o gün reklam amaçlı çekilen fotoğraflar bugün hem İngiliz toplumunun değişen tatil anlayışları hem İspanya’da yaşananan değişimleri göstermesi bakımından belge niteliği de taşıyor.

Clark’ın 1968’den 1985’e kadar çektiği fotoğrafların arşivi oğlu tarafından bir araya getirildi ve ‘Vintage Britain’ serisi kapsamında bir kitap olarak yayınlandı.

📸 Daha fazla fotoğraf.

pazar önerileri

• Massive Attack canlı kaydı: ‘InMusic Festival 2010’
• Kapsül’de bu hafta | Spor: ‘Türk futbolu kaosta değil, doğal hâlinde’, Kültür: ‘Ayinesi iştir belediyeciliğin’, Günlük Doz (1 Mart): ‘Tek adam enflasyonu’, Business: ‘Türkiye’nin startup raporu’.
• ‘Ayaküstü Lezzetler’ bölümü: ‘En sevdiğimiz balıkçılar Top 5’
• Klinik psikolog Craig Malkin anlatıyor: ‘Gizli narsist’ler nasıl anlaşılır?: ‘İlişkilerde dikkat etmeniz gereken beş işaret’
• GQ derlemesi: ‘Daha şık giyinmek için yapılması ve yapılmaması gereken 59 şey’
• ‘Pandora'nın Merakı’ programında yazar Hakan Bıçakcı, kendisinde iz bırakan kitapları ve filmleri anlatıyor.
• Manifold’dan Gülşah Aykaç’ın yazısı: ‘Bir ev ziyaretinin düşündürdükleri’