Sinemanın kaynağında edebiyat var
Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında bu yıldan itibaren 'Edebiyat Uyarlaması Uzun Metraj Senaryo Yarışması' düzenlenecek.
Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne yeni bir yarışma dalı eklendi. Festival kapsamında bu yıldan itibaren 'Edebiyat Uyarlaması Uzun Metraj Senaryo Yarışması' düzenlenecek. Değişikliği duyuran Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek, nitelikli eserlerin sinemaya uyarlanmasını teşvik etmek istediklerini söyledi ve 'Zübük', 'Hakkâri’de Bir Mevsim' gibi iz bırakmış yapımları örnek gösterdi.
Sinema yazarı Şenay Aydemir’e göre, sinema hikâye anlatmaya koyulduğu andan itibaren kaynak olarak edebiyatı kullanmaya başladı ve bu durum Türkiye sineması için de geçerli:
“‘Emekleme’ dönemi olarak kabul edebileceğimiz Cumhuriyetin ilk yıllarında da, ‘şaha kalktığı’ 60-70’li yıllar boyunca edebiyat önemli başvuru kaynakları arasında yer aldı. Özellikle ‘köy romanları’ olarak tasnif edilen romanlar, gerçekçi filmlerin kaynaklarını oluşturdular. Necati Cumalı’dan Fakir Baykurt’a, Kemal Tahir’den Yaşar Kemal’e, Orhan Kemal’den Halide Edip Adıvar’a kadar onlarca yazarın eseri sinemaya aktarıldı. Ayrıca, dönemin politik koşulları gereği ya da başka kaygılarla mahlasla senaryolar yazan edebiyatçıların katkılarını da unutmamak lazım. Ki aralarında Orhan Kemal ve Nâzım Hikmet de vardır.”
Edebiyat uyarlamaları, yazının sonundaki listede göreceğiniz üzere, Türkiye’de 2000’lere gelene kadar beyazperdede hep var oldu ama sonrasında yerini, senaryosunu yönetmenlerin yazdığı filmlere bıraktı. Şenay Aydemir, yeni yarışmanın bu hali tersine çevirmeye yönelik bir hamle olabileceğini söylüyor:
“Edebiyat ve sinema arasındaki bağ, 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren neredeyse kopma noktasına geldi. Yeni kuşak yönetmenler daha çok kendi hikâyelerini önemsemeye başladı. Son yıllarda, bu yönetmenlerle genç kuşak edebiyatçılar arasında işbirliği gözle görülür hale geldi. Hakan Günday, Barış Bıçakçı, Ahmet Büke gibi isimler senaryo süreçlerine dahil olmaya başladılar. Altın Portakal’ın edebiyat uyarlamalarını teşvik etmek için böylesi bir yarışma düzenlemesi bence yerinde bir karar. Hem hikâye anlatıcılığı hem de konu çeşitliliği açısından önemli katkılar sunacaktır.”
Beyazperdede görmek istediklerimiz
Yarışmaya 31 Aralık 2021’den önce Türkiye’de basılmış kitaplardan uyarlanan senaryolarla katılınabilecek. Senaryo yazarlarının kendi eserlerinin ya da izin aldıkları bir başka eserin uyarlamasıyla 15 Ağustos’a kadar başvurması gerekiyor.
Hal böyle olunca akıllardaki soru şu: Son yıllarda yayımlanan edebi eserlerden hangileri, veya hangi yazarların kitapları sinemaya uyarlanmalı?
Şenay Aydemir
Şenay Aydemir “Faruk Duman, Ezgi Polat, Pelin Buzluk, Seray Şahiner, Ahmet Büke gibi isimlerin hikâyelerini perdede görmek isterim” diyor.
İzmir’deki bağımsız Yerdeniz Kitapçısı’nın kurucularından, çevirmen Nuray Önoğlu’nun sinemada izlemek istediği hikâyeler ise şöyle:
“’Deli İbram Divanı’ ve Ahmet Büke öyküleri: Memlekete dair dertleri anlattıkları ve çok sinematografik oldukları için… Kitaplarında yer almayan, Xasiork 2002 Kısa Öykü Yarışması’nda birincilik ödülü alan ‘Kayıp Dua Kitabı’na bilhassa dikkat çekmek isterim.
Gaye Boralıoğlu’nun ‘Dünyadan Aşağı’ ve ‘Aksak Ritim’ adlı romanları: Sinema filmine dönüştürülmeye çok elverişli iki çok güzel roman.
Murat Özyaşar’ın öyküleri: Anlatılmaya muhtaç hikâyeleri çok güzel anlatıyor Özyaşar, filmleri çekilse ne güzel olur.
Burhan Sönmez’in ‘Kuzey’ ve ‘İstanbul İstanbul’ adlı romanları: ‘Kuzey’ harika bir fantastik film olur, ‘İstanbul İstanbul’ gayet sinematografik bir roman.
Pelin Buzluk’un öyküleri ile Selçuk Orhan’ın ‘Aranmayan Özellikler’ adlı romanı da harika bir sinema filmi olurdu.”
Altın Portakal ödüllü edebiyat uyarlamaları
Başta da söylediğimiz gibi bugüne kadar pek çok edebiyat uyarlaması Antalya Film Festivali’nde gösterildi ve ödüller aldı. İşte yolu Antalya’dan geçen ödüllü filmlere (listede eksikler olmasını göze alarak) hızlı bir bakış:
Festival ilk kez 1964 yılında 1. Antalya Film Şenliği adıyla yapıldı ve 'en iyi film' bir edebiyat uyarlanmasıydı. Orhan Kemal’in 'Gurbet Kuşları' romanından beyazperdeye taşınan aynı adlı yapım, Halit Refiğ’e En İyi Yönetmen Ödülü'nü getirdi.
‘68 yılında Türkan Şoray 'Vesikalı Yarim' ile ikinci kez Altın Portakal Ödülü'nün sahibi oldu. Sait Faik’in 'Menekşe Vadi' öyküsünden uyarlanan yapım aynı zamanda şenlikte İkinci En İyi Film seçildi.
1976’da ödül listesinde iki uyarlama film vardı. Rıfat Ilgaz’ın eserinden uyarlanan 'Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı', En İyi Müzik Ödülü'nü; Yaşar Kemal’in eserinden, Fatma Girik’le sinemaya taşınan 'Ağrı Dağı Efsanesi', Gani Turanlı’ya En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü kazandırdı.
Ertesi yıl Bekir Yıldız’ın eserlerinden, Vedat Türkali tarafından senaryosu yazılan 'Kara Çarşaflı Gelin' filmiyle Türkali ödüle değer bulundu.
'Selvi Boylum Al Yazmalım'
1978 yılında Cengiz Aytmatov’un eserinden uyarlanan 'Selvi Boylum Al Yazmalım', hem Altın Portakal’ın hem de Türkiye sinemasının unutulmazları arasına girdi. Atıf Yılmaz En İyi Yönetmen seçilirken, film üç ödül aldı.
Orhan Kemal’in aynı adlı romanından perdeye taşınan 'Bereketli Topraklar Üzerinde' filmi, 80 darbesiyle sansürlendi. O yıl festival yapılamazken, ertesi sene En İyi Film seçilmesine sıkıyönetim engel oldu. Yaman Okay En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu seçilirken, Erden Kıral En İyi Yönetmen Ödülü'nü kabul etmedi.
1986 yılına gelindiğinde iki önemli yapım Antalya’da yarıştı. Fakir Baykurt’un eserinden uyarlanan 'Yılanların Öcü' festivalde En İyi İkinci Film oldu ve Kadir İnanır’la Erdal Özyağcılar ödüllendirildi. Diğeri Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğindeki 'Adı Vasfiye' adlı filmdi. Necati Cumalı’nın 'Ay Büyürken Uyuyamam' kitabındaki öykülerin uyarlanan filmle Müjde Ar En İyi Kadın Oyuncu seçildi. Müjde Ar 'Aahh Belinda' filminin de başrolündeydi.
1987 yılında sinemalarda unutulmaz bir başka film vardı. Yusuf Atılgan’ın 'Anayurt Oteli', Ömer Kavur’a En İyi Yönetmen Ödülü'nü kazandırdı.
89 yılında 'Uçurtmayı Vurmasınlar' filmi festivale damga vurdu. Feride Çiçekoğlu’nun yazdığı, Tunç Başaran’ın uyarladığı yapım En İyi Film dahil altı ödülün sahibi oldu.
90 yılında bu kez Kemal Tahir’in eseri festivaldeydi. Halit Refiğ’in yönetimindeki 'Karılar Koğuşu', dört ödülle birlikte Hülya Koçyiğit’a En İyi Kadın Oyuncu unvanını getirdi. O yılın en iyi ikinci filmi, Rıfat Ilgaz’ın romanından Yusuf Kurçeli tarafından uyarlanan 'Karatma Geceleri'ydi. Yönetmeniyle birlikte başrolündeki Tarık Akan da ödüllendirildi.
1991 yılında beyazperdede Sevgi Soysal’ın 'Tante Rosa'sı vardı. 'Seni Seviyorum Rosa' adıyla uyarlanan filmle Sumru Yavrucuk, Altın Portakal Ödülü'ne değer görüldü. Yavuz Özkan ise yine bir uyarlama olan 'Ateş Üstünde Yürümek'le en iyi yönetmen seçildi.
1992 yılında Antalya sokaklarından 'Sarı Mercedes' geçti. Adalet Ağaoğlu’nun romanından Tunç Okan yönetmenliğinde uyarlanan, İlyas Salman’ın başrolde yer aldığı 'Fikrimin İnci Gülü' iki ödülün sahibi oldu.
1993 yılında anılma sırası Halikarnas Balıkçısı’ndaydı ve 'Mavi Sürgün' yönetmeni Erdel Kıral’a bir kez daha Altın Portakal kazandırdı.
’98 yılında 'Ağır Roman', 'Gemide' ve 'Yara' gibi filmlerle yarışarak iki ödül aldı. Metin Kaçan’ın romanından aktarılan filmle Sevda Ferdağ ile Mustafa Uğurlu En İyi Yardımcı Oyuncu ödüllerine değer bulundu.
1999’da 'Salkım Hanımın Taneleri' beyazperdedeydi. Festivalde en iyi film seçilirken, Uğur Polat En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü aldı. Film Yılmaz Karakoyunlu’nun romanından Tomris Giritlioğlu yönetmenliğinde sinemaya uyarlanmıştı.
2000’li yıllarda edebiyat uyarlamaları azalsa da 2003 yılında 'Abdülhamit Düşerken' filmi festivalde yarıştı. Nahid Sırrı Örek’in kitabından aktarılan filmle Meltem Cumbul, en iyi kadın oyuncu seçildi. Nahid Sırrı Örek’in romanından uyarlanan 2009 yapımı 'Kıskanmak' da Altın Portakal Film Festivali’nde ödüllendirilen edebiyat uyarlamaları arasına girdi. Nergis Öztürk’e filmdeki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nün sahibi oldu.